Sâhibatâoğulları (Sahib Ataoğulları) Beyliği
Selçuklu Veziri Sâhibata Fahreddin Ali’nin oğulları tarafından Afyon ve çevresinde kurulan beylik.
Vezirliği sırasında Konya, Sivas gibi bazı şehirlerde büyük hayır müesseseleri yaptırması sebebiyle, Hoca Sâhibata unvanıyla anılan Fahreddin Ali, Moğol işgalinin en zor günlerinde vazife yaptı.
Anadolu’ya hâkim olan Moğollar, kendilerinin rahatı için Türkiye Selçukluları şehzade ve devlet adamlarının iktidar ve mevki hırslarını tahrik ederek ikilik çıkarıyorlardı. Sultan Gıyâseddin İkinci Keyhüsrev’in iki oğlundan her birini, memleketin bir bölümüne sultan yapmışlardı. İkinci İzzeddin Keykâvus, aleyhteki faaliyetler yüzünden gelen Moğol ordusu önünden İstanbul’a, bilahare de Kırım’a kaçtı. Bunun üzerine Dördüncü Kılıç Arslan, idareyi tek başına ele geçirdi. Saltanatta hak sahibi olanları kışkırtmakla da kalmayan Moğollar, küçük rütbedeki devlet adamlarına yüksek makamlar vererek hem onları rahat kullanıyorlar, hem de memleket içinde otorite boşlukları ortaya çıkarıyorlardı. Bu sayede, Türkiye Selçuklularının devlet adamları ve sultanları, Moğolların oyuncağı ve haraç memurları olmaktan öteye gidemiyorlardı.
Bütün bu olumsuz şartlara rağmen Sâhibata Fahreddin Ali, memleketin harap olmaması için elinden gelen gayreti gösterdi. Mümkün olduğunca birliği temin ederek düzeni sağlamaya çalıştı. Selçuklu Devletinin idaresinde söz sahibi olmak isteyen bazı hırslı devlet adamları, Fahreddin Ali’nin iki oğluna Kütahya, Sandıklı, Akşehir ve Beyşehir’i iktâ vererek, onları uç beyliğine tayin etmiş ve Sâhibata’yı kendi taraflarına çekmek istemişlerdi. Fakat çok geçmeden, Vezir Sâhibata’yı, çeşitli planlar kurarak ve kısa zaman sonra da Kırım’da bulunan Sultan İkinci İzzeddin Keykâvus’a para yardımı yaptığı gerekçesiyle tutuklatmışlardı. Bu sebeple, daha önce ihsanlarına kavuşmuş olan devlet erkânının çoğu, kendisine cephe aldı. Düşmanları, güçlü bir rakipten kurtulmuş oldular. Bu sırada Sâhibata’nın cesur bir asker olan oğlu Tâceddin Hüseyin de hiçbir şeyden haberi yokken tutuklandı. Daha sonra Sâhibata, yargılanmak üzere İlhanlı sultanı Abaka’nın sarayına gönderildi. Savunmasıyla hayatını kurtarmasına rağmen, eski mevkiini ele geçiremedi.
Sâhibata, Abaka Hanın yanından ayrılıp Anadolu’ya geri döndükten sonra, Konya’daki evine çekilerek, malları ve vakıflarının idaresiyle meşgul oldu. Onu ortadan kaldırmak için can atan düşmanları, özellikle onun büyük servetini ele geçirmeye çalışıyorlardı. Sâhibata’yı rahat bırakmayarak, çeşitli vesilelerle gayrimenkullerine ve gelir kaynaklarına el atmaya başladılar. Bunun üzerine servetini ve gayrimenkullerini koruyabilmek için eski mevkiine tekrar sahip olması gerektiğini anlayan Sâhibata, düşmanlarının meşguliyetinden faydalanarak, Konya’dan ayrılıp, muazzam bir servetle, Abaka Hanın yanına gitti. Bir müddet Moğol sarayında kalan Sâhibata, çeşitli hediyelerle İlhanlı beylerini kendi tarafına çekmeye muvaffak oldu.
Üç sene sonra, 1275 yılında, tekrar Selçuklu Devleti veziri olarak Anadolu’ya döndü. Bu arada Abaka Han, Sâhibata’nın oğulları Tâceddin Hüseyin ve Nusreddin Hasan’ın ellerinden alınan vilayetlerin kendilerine iade edilmesini emretti. Muhtemelen, Sâhibataoğulları Beyliğinin kuruluşu, bundan sonra başlamıştır.
Sâhibata, yeniden vezir olarak vazifeye başladıktan sonra herkese iyi davrandı, devlet idaresinde çıkması muhtemel karışıklıkları önledi. Bu esnada İslâm âleminin lideri, Türk-Memlûk sultanı Baybars’ın Anadolu’ya girip Moğolları ağır bir mağlûbiyete uğratmasından faydalanan Karamanoğulları, arazilerini genişletmeye başladılar. Üzerlerine gönderilen Selçuklu ordularını yenerek, Baybars’ın Anadolu’dan çekilmesinden sonra, Cimri’yi Selçuklu tahtına geçirdiler. Karamanoğlu Mehmed Bey, Konya halkını zorla Cimri’ye bîat ettirdi. Durumu öğrenen Sâhibata’nın oğulları, Konya’ya yürüdüler. İki ordu, Kozağacı mevkiinde karşılaştı. Muharebenin en şiddetli ânında Sâhibata’nın büyük oğlu Tâceddin Hüseyin’in öldürülmesi, Selçuklu kuvvetlerinin bozulmasına sebep oldu. Ayrıca Sâhibata’nın diğer oğlu da öldürüldü.
Tâceddin Hüseyin ve Nusreddin Hasan’ın öldürülmeleri üzerine, Sâhibataoğullarının başına Hasan Beyin oğlu Şemseddin Mehmed Bey geçti. Şemseddin Mehmed Beyin başa geçmesinden sonra Denizli, Sâhibataoğulları ile Germiyanoğulları arasında nüfuz mücadelesine sahne oldu. Bu mücadele yirmi sene kadar sürdü. Nihayet 1287’de, Germiyanoğlu Kumandanı Bozkuş Bahadır, Denizli üzerine yürüdü. Şemseddin Mehmed Bey, bunu önlemek istediyse de giriştiği muharebede öldürüldü. Bu sırada dedesi Sâhibata, hayattaydı. Şemseddin’in yerine Karahisar beyi olarak oğlu Nusreddin Ahmed geçti.
Daha sonra Sâhibata, yeni kuvvetlerle, Karamanoğlu Mehmed Bey üzerine yürüdü. Mehmed Bey, Sâhibata’nın geldiğini haber alınca, Konya’ya sığınmak istediyse de, kale kapılarının kapanması üzerine Ermenek taraflarına çekildi. Fakat, Sâhibata’nın takibinden kurtulamadı. Sonunda bir Moğol ileri karakoluna baskın yapan Mehmed Bey, pusuya düşürülerek, kardeşleri ve amca çocukları ile beraber öldürüldü.
Türk beylerinin mücadelesinden istifade eden Moğollar, Müslümanlara çok zulmettiler. Bir taraftan Moğolların Anadolu halkına yaptığı zulümlere, diğer yandan oğullarının ölümüne çok üzülen Sâhibata, 1288 senesinde vefat etti.
Bu esnada Karahisar civarını ellerinde bulunduran Sâhibataoğullarının başında, Nusreddin Ahmed Bey vardı. Ahmed Bey, 1314 senesinde beyliklerin İlhanlı Devletine bağlılıklarını kuvvetlendirmek için Anadolu’ya gelen Emîr Çoban’a tâbiiyetini arz ederek mevkiini korumaya muvaffak oldu. Germiyanoğlu Beyi Birinci Yakup Beyin kızı ile evlendi. İlhanlıların Anadolu Valisi Emîr Çoban’ın oğlu Timurtaş’ın, Hamidoğlu Dündar Bey ile Eşrefoğlu Süleyman Beyi katledip, Karamanoğlu’nu da zorla itaat altına alması üzerine, Sâhibataoğulları Beyi Ahmed, kayınpederi Birinci Yakup Beye sığındı. Komutanlarından Eretna’yı, Karahisar’ı muhasara ile vazifelendiren Timurtaş, bu sırada babası Emîr Çoban’ın İlhanlı Sultanı tarafından öldürülmesi üzerine (1327), kendi akıbetinden korkarak Mısır’a kaçtı. Bu durum üzerine Eretna, Karahisar kuşatmasını kaldırarak Sivas’a döndü. Bu hadiseden sonra Karahisar’a dönen Nusreddin Ahmed, Germiyanoğullarının hâkimiyetini tanımak suretiyle, beyliğinin başında kaldı. Nusreddin Ahmed’in 1342’den sonra ölümü üzerine, Sâhibataoğullarına ait topraklar, Germiyanoğullarına katıldı.
Sâhibataoğulları’nın Tahta Geçiş Târihleri
Tâceddîn Hüseyin ve Nusreddîn Hasan (Müştereken) / 1275
Şemseddîn Mehmed / 1277
Nusreddîn Ahmed / 1287-1341
Germiyanoğulları hâkimiyeti
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmilmiştir