451 n team takım, ekip, tim
452 n experience deneyim, pratik, tecrübe, başa gelen olay
453 n death ölüm
454 adv soon çok geçmeden, yakında, pek yakında, birazdan, biraz sonra, çabuk, erken,
erkenden, hemen, neredeyse
455 n act hareket, davranış, amel, fiil
456 n sense duyu, duygu, manâ, us, his, sezme, hissetme
457 n staff personel, kadro, kurmay
458 a certain kesin, muhakkak, mutlâk, şüphesiz, güvenilir, kuşkusuz, emin
459 n student öğrenci, stajyer
460 det half yarı, yarı yarıya, hemen hemen
461 prep around etrafına, etrafında, etrafta, çevrede, bu civarda
462 n language dil, lisan
463 v walk yürümek, yürüyerek gitmek, dolaşmak, gezdirmek, gezmek
464 v die ölmek, gebermek; canı çıkmak, sıkıntıdan ölmek
465 a special özel, has, özellikli, ayrıcalıklı, olağanüstü
466 a difficult zor, güç, çet
467 a international uluslararası, milletlerarası
468 adv particularly özellikle, bilhassa, ayrıntılı olarak,
469 n department departman, bölüm, şube, daire; bakanlık
470 n management idare, müdürlük, yönetim, idarecilik, işletme
471 n morning sabah, başlangıç
472 v draw resmetmek, çizmek, yazmak, karalamak
473 prep across karşısında, içinden, ortasından, üstünden; öbür tarafında
474 v hope ummak, ümit etmek, beklemek, istemek, arzu etmek
475 n plan plan, proje, tasarı, niyet, taslak, kroki
476 n product ürün, mahsul, meyve
477 n city kent, şehir halkı
478 adv early erken, çabuk, erkenden, ilk olarak, evvel, önce, zamanından önce
479 n committee komite, heyet, komisyon, kurul
480 n ground yer, sebep, toprak, kara
481 n letter harf, mektup, betik, evrak, belge
482 v create yaratmak, oluşturmak, yapmak, neden olmak; meydana getirmek
483 n evidence şahit, ifade, tanık, delil, kanıt, ispat, bulgu
484 n foot ayak, adım
485 a clear açık, belirli, berrak, şeffaf, saydam, bulutsuz, parlak, aydınlık, belirgin
486 n boy erkek çocuk
487 n game oyun, maç, eğlenme
488 n food yiyecek, yiyecekler, yemek, gıda, besin, yem
489 n role rol
490 n practice pratik, idman, uygulama, egzersiz, alıştırma, çalışma
491 n bank banka
492 adv else başka, ayrıca, ilaveten, başka türlü, başka zaman, yoksa, aksi halde
493 n support destek, arka, yardım, altlık, takviye, dayanak
494 v sell satmak, satılmak, sattırmak
495 n event olay, hadise, vaka
496 n building bina, apartman, inşaat; kurma, yapı, inşa
497 n range sıra, dizi, silsile
498 prep behind arkasında, gerisinde, ardındaki, arkasından, ardından, peşinde
499 a sure emin, kesin, şüphesiz, muhakkak, güvenilir
500 v report rapor etmek, anlatmak, söylemek, bildirmek, ihbar etmek
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com