SOLUNUM SISTEMI
Solunum; fizyolojik bir olay olup, kişinin yaşamı için gerekli oksijeni sağlar. Temel fonksiyonu, dokulara oksijen sağlamak ve dokularda oluşan C02’i alıp dışarı atmaktır. Dolaşım sistemiyle koordineli çalışır. Gaz değişimini solunum sistemi; gaz taşıma işlemini ise dolaşım sistemi yapar.
Solunum sayısı :
Yetişkinlerde: 15_20
Çocuklarda: 20_25
Bebeklerde: 25_40 arasındadır.
Solunum organları
ASIL:
1. Burun
2. Yutak
3. Gırtlak
4. Soluk borusu (Branşlar- bronşcuklar ve broşioller- hava kesecikleri)
5. Akciğerler: SC 3, sol 2 loptur.
YARDIMCI:
1. Diyafragma karın kası
2. Kaburgaları ve arası kasları
3. Göğüs kasları
Soluk alıp vermeye ’’ solunum” adı verilir. Solunum, beyindeki solunum merkezinin akciğerlere C02’nin arttığını uyarması ile başlar. Merkezin diyaframı ve göğüs kaslarını uyarması üzerine de kaslar kasılarak göğüs kafesini genişletilir, kasılan kasların bir süre sonra gevşemesi ile gögüs kafesi daralır. Böylece soluk alıp verme işlemi gerçekleşecektir
D. OMURGA YARALANMALARI
Trafik kazalarında görülen ve felç riskinin yüksek olduğu en tehlikeli yaralanmalardandır. Omurgayı meydana getiren omurların kayması omurga bağlarının yırtılması, omurların kırılması, sinirlerin zedelenme
ve omuriliğin yaralanması olarak ortaya çıkabilirler. Sıklıkla boyun ve bel omurga bölgelerinde görülür.
a. Belirtileri
• Yaralanan bölgenin aşağısında uyuşukluk, güçsüzlük, duyu kaybı, hareketsizlik(sorun boyun bölgesinde ise boyundan aşağıda, bel bölgesinde ise belinde aşağıda duyu kaybı olacak
• Hareketle ağrı
• Yaralanan yerde yara, şişme olabilir
• Boyun omurga kırıklarında başın öne sarkması sonucu solunum güçlüğü
b. İlk yardım
• Solunum kontrol edilir, çene göğüsten uzaklaştırılır.
• Şok önlenir
• Yaralı hareket ettirilmeden atellenir.
• Felç olasılığına karşı kesinlikle oturtulmaz.
• Omurga kırk ise sert zeminde sırtüstü yatırılır.
• Omurga kırık değilse yara sarılarak yaralı bölge üstte alacak şekilde pozisyon verilir.
• Ambulansla sevk edilir.
• Omurga kırıkları ayrıca kırıklar bölümünde anlatılacaktır.
4. YANIKLAR VE YANIK YARALARI
A. ARAÇ YANGINLARINA KARŞI ÖNEM ALMA – SÖNDÜRME
Karayolları trafik yönetmeliğine göre A1-A2-F sınıf sürücü belgesi
ile kullanılan motorbisiklet, motorbisiklet , traktör dışındaki tüm araçlarda söndürme cihazı bulunmalı ve kullanma kılavuzunda belirtilen aralıklarda kontrolleri yapılmalıdır. Söndürme cihaz, sürücünün en kolay ulaşabileceği yerde bulundurulmalıdır.
– Araç yangınını söndürme
a. Kazadan sonra yangın çıkmaması için:
• Önce kontak kapatılır, akü ile iletişim kesilir.
• Aracın çevresi boşaltılır.
b. Yangın başlamış ise
• Kontak kapatılır.
• Söndürme cihazı alınarak motordan başlayan bir yangın da önce kaput açılmadan (hava ile teması önlemek için) motorun alt ve ön kısımlarına sıkılır.
• Soğutmadan sonra kaput biraz açılarak motora söndürme cihazı sıkılır.
• 3 cü aşamada kaput açılarak söndürücü sıkılır ve yangın söndürülür.
B. YANIK YARALARI, ÇEŞİTLERİ VE İLK YARDIM
a. Tanımı : Alet, ateş, sıcak su,:sıcak buhar, kızgın katı cisimler, asit boz, elektrik akımı, yıldırım güneş, radyasyon gibi nedenlerle doku arda meydana gelen yaraya YANIK denir. Vücut yüzeyinin %20 sinden daha fazlasının yanması yaşamsal risk oluşturur, Bebeklerde bu oran%l0 dur.
b. Çeşitleri- sınıflandırılması
Yanıklar derinliklerine göre 3’e ayrılırlar.
• Birinci derece yanıklar: Derinin sadece üst tabaksı yanmıştır. Deri bütünlüğü bozulmamıştır, gerginlik, ağrı kızarıklık vardır. İz ve sakatlık bırakmazlar. Güneş yanıklarında olduğu gibi.
• İkinci derece yanıklar: Derinin üst ve orta tabakası yanmış, bütünlüğü bozulmuştur. Kılcal damar ve sinir uçları açıkta olabileceğin den fazlaca ağrı vardır. Gerginlik, kızarıklık su d kesecikler oluşur, iz bırakabilirler.
• Üçüncü derece yanıklar: Deri bütünlüğü tümüyle bozulmuştur, kemiğe kadar inebilir, doku ve organlarda kömürleşme görülebileceği gibi derin iz ve sakatlıklara neden olur. Sinir hücrelerinde yandığından Çoğu kez ağrı duyusu yoktur, sızıntı şeklinde sıvı akar.
c. İlk yardım
• Yanan kişi acele araçtan çıkartılarak oradan uzaklaştırılır,
• Yaralı koşmamalı ve ayakta durmamalı (alevlerin artmaması için)
• Yaralının üzerine naylon olmayan kalın bir örtüyle ile başından ayağına doğru örtülerek alevler söndürülür. Onu yoksa yanıklı yerde sürekli çevrilerek alevleri söndürebilir,
• Giysileri deriye yapışmamış ise soğuk su dökül kesilerek çıkarılır.
• Yanık yerin merkezi ve çevresi soğuk su veya buzla uzun süre soğutulmalı. Kızgın yağ yanıkları birdenbire buzla değil önce su Sonra buzla soğutulmalı,
• Kimyasal maddelerle yanık olmuşsa bal su ile yıkanmalı
• Kesinlikle diş macunu, yoğurt, salça, yumurta akı, tentürdiyot sürülmemeli,
• 2 ci derece yanıkta su dolu kesecikler oluşmuşsa patlatılmamalı,
• Yanan yerin üzerine temiz ıslak bez kapatılır, bu bezin üzeri de naylonla kapatılarak hava ile teması kesilir,
• Bilinci yerinde ise bol su verilir, (Yeterince su verilmezse, 2-3. derece yanıklarda dolaşım zayıflar. Böbrek yetmezliği görülebilir. Su ile oluşabilecek şok önlenmiş olacaktır.)
• Varsa ağrı kesici verilebilir,
• Gözdeki yanıklarda soğuk su ile
5-10 dakika yıkanır sonra temiz bir bezle kapatılır,
• Kısa süre içinde sevk edilir.
5. DOKU VE ORGAN BAĞIŞI
Bir hastanın ağır bir hastalık sonucu fonksiyonlarını kaybeden organlarının yerine bir başkasından sağlam doku ve organlarının nakle dilmesi için verilmesine DOKU VE ORGAN BAGIŞI, bu amaçla yapılan işlemlere DOKU VE ORGAN NAKLİ denir.
A. BAĞIŞLANABİLECEK DOKU VE ORGANLAR
Kan,böbrek, kalp, karaciğer, pankreas, kemik iliği, akciğer, gözün kornea tabakası.
ülkemizde en çok bağışlanan kan dır. Kan bağışından sonra böbrek bağışı gelmektedir.
B. KİMLER BAĞIŞLAYABILİR?
• 18 yaşından büyük 65 yaşından küçük olanlar. Çocuklarda aile izin verirse 2 yaşından sonra organ ve dokusu alınabilir.
• Organ bağışına engel olan hastalıkları olmayanlar bağışlayabilir.
C. ORGAN BAĞIŞINA ENGEL DURUMLAR
Böbrek hastalıkları, şeker hastalığı, kanser, AİDS, sarılık, ağır iltihabı durumu olanlar bağışlayamazlar.
D. ORGAN BAĞIŞININ HUKUKİ VE DİNİ DURUMU
HUKUKİ DURUM
Doku ve organ nakli 29.05.1979 tarih ve 2238 yasa ile düzenlenmiştir. Yasa bir bedel karşılığı doku ve organ alınmasını, satılmasını ve reklamını yasaklamıştır. Bundan çıkar sağlayanlara ağır para ve 2-4yıl hapis cezası verilir. –
DİNİ DURUM
Diyanet işleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 06.03.1980 tarihinde aldığı karardaki koşullara uyulursa dinimize göre bir sakınca sı olmadığı belirtilmiştir. Buna göre;
– Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayati bir organını veya hayatını kurtarmak için bundan başka çaresinin kalmadığı hekimce belir
– Hastalığın bu yolla tedavi edilebileceğine hekimin kesin kanısının ve onayının bulunması
– Doku ve organın alınması sırasında kişinin ölmüş olması (böbrek kan hariç)
– Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması için organ ve dokusu alınacak kişinin yaşarken bir açıklaması yok ise yakınlarının izninin alınması. Görüldüğü gibi organ ve doku bağışının hukuken ve dine bir sakıncası yoktur. Oysa ülkemizde ne yazık ki yeterince bağış yapılmıyor. Bilinmeli ki binlerce hasta böbrek bekliyor yaşamak için, göz bekliyor karanlıktan çıkmak için. Bugün o hastalara gereken organlar belki yarın bize ve yakınlarımıza gerekebilir. Toplumsal bilinçle dayanışmanın bir örneğini daha göstermek zorundayız. Yaşarken birçok yaşam kurtarabiliriz, ama önemli olan öldükten sonrada bir hayat kurtarabilmektir
Kaynak: Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir.