PAST PERFECT CONTINUOUS
Bu tense aynı Present Perfect Continuous Tense’de olduğu gibi geçmişte yaşanan ve belirli bir süreci kapsayan eylemleri anlatmak için kullanılır. Fakat bu tense’i kullanmamız için geçmişte yaşanan ve bir süre devam eden eylemin, başka bir eylemden önce yaşanmış olması gerekir.
FORM Past Perfect Continuous
[HAD BEEN] + [VERB+ing]
EXAMPLES:
I had been waiting there for two hours before she finally arrived.
(O vardığında orada iki saattir otobüs beklemekteydim.)
She had only been studying English for two years before she got the job.
(İşe girmeden önce sadece iki yıl boyunca İngilizce çalışmıştı.)
We use the Past Perfect Continuous to show that something started in the past and continued up until another time in the past. “For five minutes” and “for two weeks” are both durations which can be used with the Past Perfect Continuous. Notice that this is related to the Present Perfect Continuous; however, the duration does not continue until now.
(Past Perfect Continuous Tense, geçmişte bir eylemin başladığını ve geçmişte yaşanan başka bir eyleme kadar devam ettiğini ifade etmek için kullanılır. “Beş dakika boyunca” veya “iki hafta boyunca” gibi zaman ifade eden kalıplar bu tense ile kullanılabilir. Dikkat ederseniz bu tense’in kullanımı Present Perfect Continuous tens’in kullanımına yakındır, fakat bu tense’de bahsedilen eylem bu güne kadar sürmemektedir.)
EXAMPLES:
They had been talking for over an hour before Tony arrived.
(Tony varmadan önce bir saatten fazla bir süredir konuşmaktaydılar.)
She had been working at that company for three years when it went out of business.
(Şirket batmadan önce üç yıldır orada çalışmaktaydı.)
James had been teaching at the University for more than a year before he left for Asia.
(James Asya’ya gitmek için ayrılmadan önce bir yıldan fazla bir süredir Üniversite’de eğitim veriyordu.)
USE 2 Cause of Something in the Past
(Geçmişteki bir şeyin nedenini belirtmek için)
Using the Past Perfect Continuous before another action in the past is a good way to show cause and effect.
(Bu tense ayrıca yaşanan bir eylem veya durumun sebebini belirtirken kullanılır.)
EXAMPLES:
Jason was tired because he had been jogging.
(Jason yorgundu, çünkü yürüyüş yapmıştı/yapmaktaydı.)
Sam gained weight because he had been overeating.
(Sam kilo aldı çünkü çok yiyordu/yemekteydi.)
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com