need
Lüzum, gerek, ihtiyaç. Örnek: The poor man was in need. Yoksul adam ihtiyaç içindeydi.
No
Hayır.
north
Kuzey. Örnek: Sinop is in the north of Turkey. Sinop, Türkiye’nin kuzeyindedir.
not
Değil, yok, olumsuzluk belirten ek. Örnek: They are not tired. Onlar yorgun değildirler.
o’clock
Vakit bildirirken söylenen –saat üç, saat beş- gibi sözlerdeki –saat- anlamındadır.
Örnek: It’s ten o’clock. Saat ondur.
of
Tamlayanı hayvan veya cansız bir varlık olan isimlerle yapılacak isim tamlamalarında
ise Türkçedeki -in- takısının vazifesini of kelimesi görür.
Örnek: The legs of the table are short. -Masanın bacakları kısadır.-
off
Kapalı. Örnek: The green light is off. Yeşil ışık sönük (kapalı).
on
Üstünde, üzerinde.
Örnek: I am writing on the blackboard. –Karatahtanın üzerine yazıyorum.-
Haftanın günlerinden önce -on- eki kullanılabilir.
Örnek: Come on Sunday. -Pazar günü gel.-
one
Türkçede sıfatın sonuna eklenerek yapılan şey İngilizce de one kelimesi ile yapılır.
Örnek: There are two boks on the table. Masamın üstünde iki kitap var.
The yellow one is mine, the red one is my brother’s. Sarısı benimkidir, kırmızısı kardeşimindir.
Muhakkak sıfattan sonra gelir. Sadece sayılabilen isimlerle kullanılabilir.
ones
Tekrar edilmemesi istendiği için ikinci defa geçeceği yere one konulan isim çoğul olduğu takdirde one
yerine ones kullanılır.
Örnek: There are some apples on the table. Masanın üstünde birkaç elma var.
Put the red ones in the basket. Kırmızılarını sepete koy.
Muhakkak sıfattan sonra gelir. Sadece sayılabilen isimlerle kullanılabilir.
or
yoksa, veya, ya da
Örnek: Would you like a cup of tea or coffee? Bir fincan çay mı yoksa kahve mi istersiniz?
other
Diğer, diğeri.
Örnek: This boy is Tom; the other boy is Bill. Bu çocuk Tom’dur; diğer çocuk Bill’dir.
others
Diğerleri
Örnek: This vase is better than the others. -Bu vazo diğerlerinden daha iyidir.-
out
Dışarı, dışarıda.
Örnek: The girl went out of the room. Kız odadan (dışarı) çıktı.
over
Üstünde, üzerinde. On önekinden farklı olarak gösterdiği şeyin altta bulunan şeye değmeyerek
Daha yukarıda ve tam üstünde anlamındadır.
www.englishpage.blogcu.com
Örnek: There are black clouds over the hills. Tepelerin üzerinde siyah bulutlar var.
owe
Borçlu olmak. Örnek: How much do I owe you? Borcum ne kadar?
put on
Giymek.
Örnek: Put on your hat. Şapkanızı giyiniz.
receive
Almak. Örnek : We received your letter last week. Biz geçen hafta sizin mektubu aldık.
round
Sıfat olarak yuvarlak, daire şeklinde anlamındadır.
Örnek: The ball is round. Top yuvarlaktır.
Öntakı olarak kullanıldığında around öntakısıyla eş anlamlıdır.
Örnek: The girl is running round the house. Kız evin etrafında koşuyor.
shall
-ecek, -acak. Gelecek zaman cümlelerinde fiillerin sonuna gelen eklerin karşılığıdır.
I ve We özneleri ile kullanılır.
Örnek: I shall go. –Gideceğim.-
she
Bayanlar için kullanılan -o- zamiri.
some
Çoğul isimlerin önünde bulunur.
Sayının belirtilmesi gerekmediği veya belirtilemeyeceği durumlarda birkaç, biraz anlamında kullanılır.
Sayılamayan isimlerin önünde –biraz, bir miktar- anlamına gelir.
Örnek: some water. –biraz su-
Some kelimesi ayrıca –bazı- anlamına da gelir.
Bu anlamda olduğu zaman genel olarak cümlenin başında olur ve sayılamayan isimlerle hemen
Hemen hiç kullanılmaz.
Örnek: Some lessons are short. Bazı dersler kısadır.
south
Güney. Örnek: Antalya is in the south of Turkey. Antalya, Türkiye’nin güneyindedir.
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com