DİKKAT : Çekimsiz fiiller daima temel fiilden önce yer alır.
1. Çekimsiz fiilden sonra gelen temel fiil her zaman YALIN durumundadır.
2. Çekimsiz fiiller mastar olarak yani to’ dan sonra kullanılmaz.
3. Olumsuz ya da soru cümlesi kurarken çekimsiz fiilden yararlanılır.
4. Olumsuz cümlede not ile birleşir, soru cümlesinde öznenin önüne gelir.
I can not go. (Gidemem.)
Can I go? (Gidebilir miyim?)
5. Çekimsiz fiiller de diğer yardımcı fiiller gibi not ile kaynaşırlar (can’t, won’t, mustn’t vb.). Yalnızca may, had berter, would, rather, would sooner not ile
kaynaşmaz.
6. Çekimsiz fiillerden bazılarının geçmiş zaman biçimi yoktur.
Modern İngilizce’de kullanılan başlıca çekimsiz fiiller şunlardır:
Must May Had beter
Will Might Would like to
Would Can Would rather
Shall Could Would sooner
Should Ought to Need
MUST ve HAVE TO
1. ZORUNLULUK
Genellikle Türkçe’ye -meli, -malı, bazan da -mesi gerek biçiminde çevrilir.
I must go. (Gitmeliyim – gitmem gerek, çünkü öyle istiyorum.)
He must go. (Gitmeli, çünkü ben öyle istiyorum.)
You must come early. (Erken gelmelisin, ben öyle istiyorum.)
Must çekimsiz fiili şimdiki zamanda kullanılır ve geleceğe dönük bir zorunluluğu anlatır.
Geçmiş zamanda kullanılan bir temel cümleye bağlıysa ve eğer söz konusu zorunluluk hâlâ devam ediyorsa, biçimi değişmeksizin kullanılabilir.
I said he must be here before dinner. (Yemekten önce burada olmasını söylemiştim.)
Ama eğer zorunluluk devam etmiyorsa, geçmiş zamanda MUST kullanılmaz. Yine zorunluluk belirten have to, must yerine kullanılır.
Have to çekimli fiildir ve kuralsız fiil olarak (had-had) biçimleriyle her tense ile kullanılabilir. Anlam bakımından must’a benzerse de, küçük farklılıklar vardır.
MUST: Konuşan kimsenin koyduğu zorunluluktur.
HAVE TO: Dışardan gelen belli bir zorunluluk belirtir.
You must go. (Gitmelisin, ben öyle istiyorum.)
You have to go. (Gitmen gerekiyor, çünkü öyle gerekiyor, senden gitmen bekleniyor.)
Have to ifadesinde, son sözcük olan to’dan sonra gelecek fiillerin de mastar durumda olmalarını gerektirir.
Olumsuz ve soru cümlelerinde normal bir çekimli fiil gibi kullanıldığı tense’in yardımcı fiiliyle birleşir.
I don’t have to go.
Do you have to go?
He doesn’t have to go.
Must ve have to olumsuz olarak kullanıldıklarında aralarındaki anlam farkı çeviride ortaya çıkar.
I mustn’t go. (Gitmemeliyim. Gitmemem gerek.)
I don’t have to go. (Gitmek zorunda değilim.)
2. TAHMİN
İçinde bulunduğumuz zaman için akıl yürütme sonucu vardığımız yargıyı, yani tahmini ifade eder.
You must be tired. (Yorgun olmalısın.)
That book must be interesting. (O kitap ilginç olmalı.)
Tahmin bildirdiği zaman must, have to ile değiştirilemez.
Olumsuz kullanıldığı zaman not ile KAYNAŞMAZ.
You must not be tired. (Yorgun olamazsın, yorgun değilsin herhalde.)
Soru cümlelerinde must yerine have to kullanılması daha yaygındır.
Do you have to go? (Gitmen gerekiyor mu?)
Yes, I da / Yes, I must.
WILL
Will çekimsiz fiili temel olarak gelecek zamanda yapılacak bir eylemi ve geleceğe dönük bir istekliliği anlatır. Konuşulan İngilizce’de yukarıdaki anlamda tüm şahıslar için will kullanılır.
1. Will gelecek zaman anlamında kullanıldığında daha çok değişen bir durum üzerine verilen kararı anlatır.
it has started to rain, so I’ll stay at home and read a book. (Yağmur başladı, o halde evde oturup bir kitap okurum.)
2. Won’t olarak kullanıldığında geleceğe dönük isteksizlik anlatır.
He wo,ı’t lend me any money. (Bana hiç borç para vermeyecek [vermek istemiyor]).
3. Will çekimsiz fiili soru cümlesinde hem gelecek zaman, hem de rica anlamı ifade eder.
(Gelecek) Will he come with us tonight? (Bu gece bizimle gelecek mi?)
(Rica) Will you öpen the window, please.(Lütfen pencereyi açar mısın?)
WOULD
1. Esas olarak will’in geçmiş zaman biçimidir ve temel cümle geçmiş zaman olduğunda yan cümleciklerde gelecek fikri would ile verilir.
He said he would call me. (Beni arayacağını söyledi.)
2. Would present tense için de kullanılır ve -ecektim diye çevrilir. Şimdiki zamanda gerçekleşmesi beklenmeyen eylemleri anlatmak için kullanılır.
I would go there now. (Şimdi oraya gidecektim/giderdim.)
Bu cümle söylendiğinde eylemin yapılmayacak olduğu izlenimi vardır.
If it rained now, I would stay at home. (Eğer şimdi yağmur yağsaydı, evde otururdum/oturacaktım.)
Bu cümlede ise eylemin gerçekleşmesi başka bir eyleme bağlıdır.
3. Would çekimsiz fiili bir soru cümlesinde yukarıdaki anlamların dışında, rica içinde kullanılır.
Would you help me, please. (Lütfen bana yardım eder misiniz?)
WOULD LIKE (TO)
İstek göstermek için kullanılan bir çekimsiz fiildir. Eğer istenen şey bir eylem değilse TO kullanılmaz.
I would like some coffee please. (Biraz kahve rica edeyim.)
Eğer istenen şey bir eylemi yerine getirmek ise TO kullanılır ve hep olduğu gibi, ardından fiilin yalın biçimi gelir.
I would like to meet them. (Onlarla tanışmak isterim.)
Would like çoğu kez yazıda olsun, konuşmada olsun özneyle kaynaştırılır.
I’d like to go.
He’d like to eat
We’d like to see.
Soru cümlelerinde would öznenin önüne geçer.
Would you like to sit down? (Oturmak ister misiniz?)
Olumsuz cümlede would ve not kaynaştırılır.
I wouldn’t like to go there. (Oraya gitmek istemezdim doğrusu.)
Soru sözcüklü soru cümlesinde ise:
What would you like to drink? (Ne içmek isterdiniz?)
How would you like to go? (Nasıl gitmek istersiniz/isterdiniz?)
WOULD RATHER
Tercih gösteren bir çekimsiz fiildir.
I would rather drink coffee. (Kahve içsem daha iyi olur/içmeyi yeğlerim.)
Eğer tercih edilen seçenekten söz ediliyorsa, THAN kullanılır.
I would rather drink coffee than tea. (Çay yerine kahve içmeyi yeğlerim.)
I would rather play tennis than swim. (Yüzmektense tenis oynamayı yeğlerim.)
DİKKAT : Eğer seçeneklerin ikisi de bir eylem gösteriyorsa, tercih edilmeyen eylemin de (çekimsiz fiile bağlı olduğu için) YALIN biçimde olacağını unutmayın (play – swim).
Would rather ifadesi kullanılırken would genellikle özneyle kaynaşır.
I’d rather – He’d rather – They’d rather
Olumsuz cümlede NOT ifadesi genellikle rather’dan sonra gelir.
I’d rather not – He’d rather not – They’d rather not
Soru cümlesinde would ayrılarak öznenin önüne gelir.
Would you rather have tea? – Would she rather stay? Olumsuz soruda would ve not kaynaşır.
Wouldn’t you rather have tea? – Wouldn’t she rather stay?
Soru sözcüklü soruda:
What would you rather drink? (Ne içmeyi yeğlersiniz?)
WOULD SOONER
I’d sooner go there myself. (Oraya kendim gitmeyi yeğlerim.)
I’d sooner not see him. (Onu görmemeyi yeğlerim.)
Would / wouldn’t you sooner go there yourself? (Oraya kendiniz gitmeyi yeğler/yeğlemez misiniz?)
Kaynak: