SAYILAMAYAN İSİMLER
İngilizce de, sayılması kabil olan isimlere –sayılabilen isimler- denir. Bunların önüne the, a, an, some, any getirebileceği gibi, üç adet, beş adet gibi sayı kelimeleri de konulabilir ve dolayısıyla çoğul yapılabilir.
A book bir kitap
Three books üç kitap
Seven chairs yedi sandalye
Bazı isimler de sayılamayacak cinsten şeylerdir. Bunlara da –sayılamayan isimler- denir. Bu isimler genel olarak, sıvı veya toz halinde olan şeylerdir. Mesela,
Water su
Milk süt
Flour un
Salt tuz
Birer sayılamayan isimdir. Sayılamadıkları için de önlerine a, an veya sayı gösteren bir kelime konulamaz ve çoğul yapılamaz.
Some kelimesi sayılamayan isimlerin önünde –bir miktar, biraz, bir parça- anlamında, sayılabilenler önünde ise –bir kaç tane- anlamına gelir.
This is water. Bu sudur
There is some salt here. Burada biraz tuz var.
Some water biraz su
Some milk braz süt
There is some milk on the table. Masanın üstünde biraz süt var
TO BE FİİLİ
-Sen bir öğretmensin. Bu bir kapıdır. Ben bir doktorum. Biz öğrenciyiz.- cümlelerinde görülen –sin, dır, um, yiz- ekleri İngilizce de to be fiili denilen bir fiil ile yapılır.
Türkçe de nasıl bu ekler şahıslara göre değişiyorsa to be fiili de şahsa göre değişik şekildedir.
Daha önce gördüğümüz, is ve are, to be fiilinin iki şeklidir. Tekil isimlerle kullanıldığını öğrendiğimiz is tekil, yani bir kişiyi gösteren şahıs zamirleriyle, are çoğul şahıs zamirleriyle kullanılır. Fakat bir istisna olarak to be fiilinin (I = ben) zamiri için hususi bir şekli vardır: am. Bu kelime sadece I için kullanılır. (I daima büyük harf olarak ve noktası yazılır.)
İngilizce de –sen- kelimesi kullanılmayarak bun yerine de –siz- kullanılır. Siz anlamındaki you kelimesi ile birlikte her zaman –are- kullanılır.
You are sen … sin
You are siz … siniz
Şahıs zamirleri ve to be fiili
I am ben … im
You are sen … sin
He is o … dur
She is o … dur
It is o … dur
We are biz … iz
You are siz …. Siniz
They are onlar … dır (lar)
I am a doctor. Ben bir doktorum.
You are a doctor. Sen bir doktorsun.
He is a doctor. O bir doktordur.
She is a doctor. O bir doktordur.
It is a dog. O bir köpektir.
We are students. Biz öğrenciyiz.
You are nurses. Siz hemşiresiniz.
They are soldiers. Onlar askerdir.
Dikkat : You kelimesinden sonra cümlede a, an varsa vea isim tekil haldeyse bir kişiye, isim çoğul haldeyse birden fazla kişiye hitap edildiği anlaşılır.
Yoru are a student. Siz bir öğrencisiniz.
You are students. Siz öğrenci(ler) siniz.
Soru hali
Cümleyi soru haline sokamk için yapılacak şey (am, is, are) cümle başına getirmektir.
Am I a teacher? Ben bir öğretmen miyim?
Are you a doctor? Sen bir doktor musun?
Is he a soldier? O bir asker midir?
Is she a nurse? O bir hemşire midir?
Is it a dog? O bir köpek midir?
Are we students? Biz öğrenci miyiz?
Are you teachers? Siz öğretmen misiniz?
Are they children? Onlar çocuk mudur?
Olumsuz Hal
Olumsuz yapmak için to be fiilinden sonra NOT getirilir.
I am not a doctor. Ben bir doktor değilim.
He is not a soldier. O bir asker değildir.
They are not soldiers. Onlar asker değildir.
To be fiilinin geçmiş hali
To be fiilinin geçmiş halleri was ve were’dir. Was, am ve is in geçmiş zaman hali; were ise are geçmiş zaman halidir. Bunu şu şekilde de ifade edebiliriz : was tekil öznelerle, were çoğul öznelerle kullanılır.
I am a student. Ben bir öğrenciyim.
I was a student. Ben bir öğrenci idim.
She was a teacher. O bir öğretmen idi.
We were workers. Biz işçi idik.
You were teachers. Siz öğretmen (ler) idiniz.
They were doctors. Onlar doktordu.
They weren’t soldiers. Onlar asker değildirler.
Were they soldiers? Onlar asker miydiler?
İn front of – behind
in front of önünde
in front of the house evin önünde
in front of the table masanın önünde
in front of the horse atın önünde
in front of the train trenin önünde
in front of the black cat Siyah kedinin önünde
The teacher is in front of the school. Öğretmen okulun önündedir.
The soldier is in front of the grocer’s. Asker bakkal dükkanının önündedir.
We are in front of the high wall. Yüksek duvarın önündeyiz.
The flowers are in front of the radio. Çiçekler radyonun önündedir.
Behind
Behind arkasında
Behind the shop dükkanın arkasında
Behind the clouds bulutların arkasında
Behind the chair sandalyenin arkasında
Behind the wall duvarın arkasında
Behind the green flowers yeşil çiçeklerin arkasında
The man is behind the butcher’s. Adam kasap dükkanının arkasındadır.
The sun is behind the white clouds. Güneş beyaz bulutların arkasındadır.
There is a horse behind the house. Evin arkasında bir at var.
The dog is behind the man. Köpek adamın arkasındadır.
The cats are behind a car. Kediler bir otomobilin arkasındadır.
THE
İlk harfi sessiz olan isimlerin önünde a,
İlk harfi sesli olan isimlerin önünde an kullanılır. (a ve an -bir, herhangi bir- anlamına gelir.)
Sessiz harfle başlayan Sesli harfle başlayan
a book an egg
a basket an apple
The kelimesi de a gibi, isimlerin önünde kullanılır ve önünde bulunduğu ismin belirli ve malum olduğunu gösterir. Ancak –a- nın bir anlamına gelmesi ve Türkçe ye bu şekilde tercüme edilmesine mukabil the Türkçe karşılığı yoktur, tercüme edilemez. Önünde bulunduğu ismin bir parçası gibidir. Vazifesi bu ismin belirli, bilinen ve muayyen olduğunu göstermektir.
A book bir kitap the book kitap
An apple bir elma the apple elma
Örneklerinde a book –bir kitap, herhangi bir kitap- anlamındadır. The book dendiğinde ise burada söz konusu olan kitap, her hangi bir kitap değil, gerek sözü söyleyen, gerekse dinleyen tarafından bilinen belli bir kitap demektir.
Sesli harfle, yani (a, e, i, o, u) ile başlayan isimler önünde [di], sessiz harflerle başlayan isimler önünde [dı] olarak okunur.
İngilizce de TEKİL ve sayılabilen isimler önünde MUTLAKA a veya the bulunur.
The sky is blue. Gök mavidir.
The sun is in the sky. Güneş göktedir.
There are some clouds in the sky. Gökte birkaç bulut var.
THERE IS – THERE ARE
-orada- anlamına gelen there kelimesi is ve are ile beraber kullanılınca –vardır, mevcuttur- anlamını verir.
Mevcut olduğu bildirilen şey bir adetse there ile is kullanılır.
There is …. …. var
There is a book …. …. bir kitap var.
There is a book on the table. Masanın üstünde bir kitap var.
There is a teacher in the room. Odada bir öğretmen var.
Birden fazla şeyin mevcut olduğunu bildirmek için there ile are kullanılır.
There are … … var (vardırlar)
There are two boks on the table. Masanın üstünde iki kitap var.
There are six girls in the garden. Bahçede altı kız var.
SOME – ANY
İsimler belli sayıda olmayıp –birkaç- diyebileceğimiz belirsiz miktarda olsaydı bu takdirde –birkaç, bazı- nın İngilizce karşılığı olan some kelimesini kullanırdık.
Some books birkaç kitap
Some pencils birkaç kalem
Some flowers birkaç çiçek
There iare some flowers on the table. Masanın üstünde birkaç çiçek var.
There are some books in the bag. Çantada birkaç kitap var.
Some kelimesi bazı anlamında kullanıldığında genellikle cümlenin başında olur ve sayılamayan isimlerle hemen hiç kullanılmaz.
Some lessons are short. Bazı dersler kısadır.
Some cats are sleeping on the big carpet. Bazı kediler büyük halının üzerinde uyuyorlar.
Some cats aren’t black. Bazı kediler siyah değildir.
Are some cats black? Bazı kediler siyah mıdır?
Türkçe de, “Masanın üstünde birkaç kitap var.” cümlesini olumsuz şekle sokarken “Masanın üstünde birkaç kitap yok.” yerine “Masanın üstünde hiç kitap yok.” demek daha çok kullanılan bir şekildir. İngilizcede de, yukarıda gördüğümüz tipteki bir cümle olumsuz şekle sokulurken some yerine (any : hiç) kullanılır.
There aren’t any books on the table. Masanın üstünde hiç kitap yok.
There aren’t any flowers in the garden. Bahçede hiç çiçek yok.
Olumsuz cümlede olduğu gibi soru cümlelerinde de some için durum aynıdır. Yine, Türkçe de nasıl “Masanın üstünde birkaç kitap var mı?” yerine “Masanın üstünde hiç kitap var mı?” demek daha yaygın bir şekilse İngilizcede de olumlu cümlede “birkaç” kelimesinin karşılığı olan some kullanıldığı halde aynı cümle soru olunca some yerine Türkçe deki “hiç” karşılığı olarak any kullanılır.
Are there any books on the table? Masanın üstünde hiç kitap var mı?
Are there any trees in the garden? Bahçede hiç ağaç var mı?
One (two, three…) of the … (belli bir kısmı)
Bahsedile şey belirsiz bir miktarda veya sayıda değil de adedini söyleyebileceğimiz belli bir sayıda ise (belli bir kısmı ise) aşağıdaki cümle kalıbından yararlanılır.
One of the books kitapların biri
Five of the eggs yumurtaların beşi
One of the boys is English. Çocukların biri İngiliz’dir.
Four of the chairs are near the table. Sandalyelerin dördü masanın yanındadır.
Dikkat : One ile yapılan cümle tekil olduğundan bu cümlelerde to be fiilinin tekil hali is kullanılır, diğerlerinde are kullanılır.
A cup (glass, packet, box) of …
Türkçe deki –bir fincan kahve, bir bardak su, bir paket sigara- gibi sözler İngilizce de aşağıdaki örneklerdeki gibi yapılır.
A glass of water bir bardak su
A cup of milk bir fincan süt
Yukarıdaki örneklerde water, milk gibi sayılamayan isimler kullanılmıştır. Sayılabilen isimler kullanıldığında çoğul durumda bulunurlar.
A box of pencils bir kutu kalem (ler)
A packet of cigarettes bir paket sigara
Four cups of coffee dört fincan kahve
There are six cups of milk on the table. Masanın üstünde altı fincan süt var.
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com