En Çok Kulllanılan ingilizce deyimler ve kalıp ifadeler ve Türkçe Anlamları- Most Common Used English idioms and phrasal verbs

be up to
anlamak, bilmek, ilgisi olmak, iş çevirmek, kabiliyeti olmak, karışmış olmak, yapıyor olmak
blow up
şişirmek, havaya uçurmak, tahrip etmek, patlatmak, büyütmek [fot.], azarlamak, patlamak, havaya uçmak, infilak etmek, öfkelenmek, tepesi atmak, patlak vermek, kopmak (fırtına)
break down
1. calismaz duruma gelmek.
2. suya dusmek,basarisiz olmak,yarida kesmek.
3. ruhen yikilmak.
4. kotu saglik nedeniyle cokmek,kendinden gecmek.
break up
bitirmek, parçalamak, üzmek, ayrılmak, bitmek, bozulmak (nişan), tatile girmek, eğlendirmek, ufalamak, parçalanmak
bring sb up
yetistirmek, büyütmek
call back
geri çağırmak, hatalı üretilen ürünü telâfi için geri istemek, caymak, dönmek, yalanlamak, arayan kimseyi geri aramak, tekrar uğramak
catch up
kapıp kaçmak, etkilemek, büyülemek, donatmak, bilgilendirmek, yetişmek, geri kalmamak
check in
kayıt yaptırmak, kaydolmak, giriş yapmak, kaydetmek, girişini yapmak
check out
çıkış yapmak, ayrılmak, kaydını kapatmak, kontrol etmek, soruşturmak, hesaplamak, öbür dünyayı boylamak, fertiği çekmek
cheer up
neşelenmek, keyiflenmek, morali düzelmek, neşelendirmek, moral vermek, teselli etmek, avutmak
come across
karşılaşmak, rastlamak, rastgelmek, izlenim bırakmak, istenileni yapmak
come on
1. baslamak.
2. ilerlemek,gelismek.
3. televizyon/radyoda yayimlanmak.
4. daha sonra gelmek.
come on (too) strong
(başlıca ABD,kd) çok heyecan göstermek,biriyle çok samimi olmak veya birini çok eleştirmek.
come round
ziyaret etmek, uğramak, tekrarlanmak, yıldönümü gelmek, ayılmak
cut down
boydan boya kesmek, ağaç kesmek, devirmek, öldürmek, indirim yaptırmak, kısaltmak
cut off
dönmek.
cut someone off
1.telefon baglantisini kesmek.
2.ayirmak.
cut sth. off
1. tessisati kesmek (elektrik,gaz,telefon).
2.ayirmak,yolu kesilmek.
do up
bağlamak, paketlemek, sarmak, iliklemek, fermuarını çekmek, güzelleştirmek, tamir etmek, yormak
drop off
düşmek, azalmak, gerilemek, eksilmek, uyuyakalmak, uykuya dalmak, boşaltmak, indirmek
fall over
yıkılmak, devrilmek, düşmek, üzerine düşmek
fill in
gecici olarak birinin yerini doldurmak.
fill someone in
ayrintilarla anlatmak,bilgi vermek.
fill sth. in/out/up
yazi ile doldurmak.
fill up
ağzına kadar doldurmak, tam doldurmak
find out
çözmek, kesfetmek, anlamak, ögrenmek, ortaya çikarmak; suç üstü yakalamak
get in
1. girmek.
2. varmak ,gelmek.
3. seçilmek.
4. kabul edilmek.
get someone in
çağırmak
get sth. in
toplamak,içeri almak.
get in with someone
[kd] birinin gözüne girmek.
get in on the ground floor
(kd) bir işle veya planla başlangıçtan ilisi olmak
get out
1. [kd] disari cikip eglenmek.
2. ayrilmak,kacmak.
3. ortaya cikmak,sizmak.
get sth. out
1. cikarmak.
2. soyleyebilmek.
3. yayimlamak satisa cikarmak.
4. kutuphaneden odunc almak.
get out of sth.
yapmaktan kurtulmak.
get a rise out of someone
[kd] birinin zayıf noktasına bastırıp kışkırtarak kızdırmak
get off
1. ayrilmak,yola cikmak.
2. kurtulmak
get off sth.
1. inmek.
2. konusmamak.
get someone off
kurtarmak.
get sth. off
1. cikarmak.
2. gondermek.
3.[kd] ogrenmek.
get off with someone
[kd] karsi cinsten biriyle hemen samimi olmak.
get someone off with someone
[kd] birini karsi cinsten biriyle tanistirmak.
get (someone) off the ground
başarılı bir şekilde başlamak,gelişmek veya çalışmak
get on
1.ilerlemek,iyileşmek.
2.becermek,başarmak.
3.geç kalmak,yaşlanmak.
4. anlaşmak.
get on to someone
1. izini araştirip bulmak.
2. temas kurup gorüşmek.
get on with sth.
devam etmek.
get a move on
(kd) acele etmek
get on someone’s nerves
sinirine dokunmak
get on top of someone/sth.
1.birine ağır gelmek
2.bir işi kontrol altına almak,bir şeyi başarıyla yapmakya da zor kısmını bitirmek
get over
get over someone
unutamamak.
get over sth.
1. yenmek,ustesinden gelmek.
2. hastaligi ,şoku ,vb. ) atlatmak.
get sth. over
1. aciklamak,anlasilmasini saglamak.
2. tamamlamak,bitirmek.
get up
1.yataktan kalkmak.
2. (ruzgar,vb. ) cikmak,artmak.
get someone up
1. uyandirmak.
2.giydirmek fantazi giysi giydirmek.
get sth. up
1. duzenlemek,hazirlamak.
2. calismak,ezberlemek.
get up to sth.
1. bir duzeye erismek.
2. isler karistirmak,birseyler yapmak(genellikle istenmeyen).
get the wind up
(kd) korkuya kapılmak,telaşa düşmek
give away
give someone away
1. ele vermek.
2. nikah toreninde gelini damada teslim etmek.
give sth. away
1. bağışlamak ,elinden çikarmak.
2.açığa vurmak ,ele vermek.
a give-away aciga vurma,ele verme.
give the game/show away
(kd) bir gizi ortaya dökmek
give out
1. bitmek,tukenmek.
2. bozulmak.
give sth. out
1. dagitmak.
2.ilan etmek,bildirmek
give up
pes etmek.
give someone up
1. teslim etmek,ele vermek.
2.geleceginden umudu kesmek.
3.iyileseceginden umudu kesmek.
give sth. up
1. vaz gecmek,birakmak,teslim etmek.
2.(inanclarindan,prensiplerinden) vazgecmek.
3. zaman ayirmak.
give up sth.
1. birakmak.
2. yapmaktan vazgecmek.
go on
dayanmak, güvenmek, bel bağlamak, ilerlemek, devam etmek, olmak, konuşup durmak, dırdır etmek, gelmek (ışık), yanmak
go out
çıkmak, dışarı çıkmak, dışarıya çıkmak, eğlenmeye gitmek, sönmek, grev yapmak, geçmek, çekilmek, istifa etmek, flört etmek
grow up
büyümek, gelişmek, boy atmak, çıkmak, yaygınlaşmak
hang up
asmak, ertelemek, kapamak (telefon), telefonu kapatmak
have on
have someone on
aldatmak,takilmak.
have (got) sth. on
1. giyinmek.
2. bir isi olmak.
have (got) sth. on someone
[kd] elinde suclayici delil bulunmak.
hold on
dayanmak ,beklemek.
hold on oneself
kendine hakim olmak,aklını başına toplamak.
hold up
kaldırmak, tutmak, yukarıda tutmak, havaya kaldırmak, göstermek, desteklemek, alıkoymak, geciktirmek, durdurmak, soymak, dayanmak, direnmek, sabit kalmak
keep up
1. (hava) degismeden kalmak,devam etmek.
2. neseli ve canli kalmak.
keep someone up
yatmasina engel olmak.
keep sth. up
iyi durumda tutmak,bakimini saglamak.
the upkeep bakim,bakim masrafi
keep up sth.
devam etmek,surdurmek.
keep up with someone
geri kalmamak,uymak.
keep up appearances
görünüşü zevahiri kurtarmak,durumu idare etmek
keep up with the Joneses
komşularından arkadaşlarından geri kalmamak,başkalarında olanları kendisinde de olmasını istemek
leave out
atlamak, unutmak, ihmal etmek, üzerinde durmamak, karıştırmamak, dışında tutmak
let down
indirmek, düşürmek, yüzüstü bırakmak, hayal kırıklığına uğratmak, atlatmak, rezil etmek
log in
oturum aç
log off
bilg. -i sonlandırmak.
look after
bakmak, ilgilenmek, idare etmek, çekip çevirmek
look for
aramak, beklemek, bulmaya çalışmak, ummak
look forward
beklemek
look up
duzelmek,canlanmak.
look someone up
ziyarete gitmek.
look sth. up
sozluge,tarifeye,haritaya vb. bakmak.
look up to someone
cok begenmek,hayran olmak,hurmeti olmak
make up
makyaj yapmak.
make-up makyaj.
make someone up
birine makyaj yapmak.
make sth. up
1. uydurmak.
2.karsilamak,yerini doldurmak.
3. hazirlamak,paket yapmak.
4. tamamlamak.
make up for sth.
karsilamak,telafi etmek.
make up to someone
gozune girmeye calismak,yaranmak.
make sth. up to someone
telafi etmek.
own up
itirafta bulunmak, itiraf etmek
pick up
1. devam etmek,yeniden baslamak.
2. iyilesmek,kiymetlenmek.
pick someone up
1. arabasina almak,arabasiyla gidip almak.
2. tanismak.
3. azarlamak.
4.yakalamak,tutuklamak.
pick sth. up
1. ogrenmek.
2. satin almak,bulmak.
3. hastalik kapmak,
4. toplamak,almak.
pick up the pieces
yapılan zararı düzeltmek,bozulmuş işleri yerine koymak
put away
bir kenara bırakmak, kenara koymak, biriktirmek, kaldırmak, bırakmak, akıl hastanesine kapatmak, silip süpürmek, tıkınmak, hakkından gelmek, ortadan kaldırmak, öldürmek, denize açılmak
put down
bastırmak, yere koymak, indirmek, öldürmek (hayvan), kısmak, azaltmak, düşürmek, ucuzlatmak, yazmak, tahmin etmek, eleştirmek, tenkit etmek, yüklemek, değer biçmek, sanmak, koymak
put off
put sth. off
ertelemek,geri bırakmak,geciktirmek.
put someone off
1. araçtan yolcu indirmek.
2. vaz geçirmek,caydırmak.
3.dikkati başka yöne çekmek.
4. atlatmak.
put someone off the scent
yaniltmak,yanlis bilgi vermek
put on
giymek, almak (kilo), giyinmek, takınmak, abartmak, eklemek, artırmak, ileri almak, üzerine bahse girmek, yakmak (ışık), çalıştırmak, sahnelemek, sayı yapmak, yapmak (makyaj)
put out
put someone out
1. rahatsız etmek,üzmek,sinirlendirmek.
2. vurup bayıltmak.
put sth. out
1. dağıtmak,yaymak,ilan etmek,çıkarmak.
2. söndürmek.
3. yerinden çıkarmak(kol,bacak vb.)
4. bozmak.
put out (one`s) feelers
[kd] baskalrinin dusuncesini yoklamak,nabiz yoklamak,agiz aramak.
put up
konaklamak.
put someone up
1.misafir etmek.
2.adaylığını koymak.
put someone up to sth.
teşvik etmek,aklına koymak.
put sth. up
1. inşa etmek,yapmak.
2. artırmak.
put up sth.
1. yardım olarak vermek,ödünç vermek.
2. salık vermek,ileri sürmek.
put up with someone/sth.
(kd) katlanmak,dayanmak,nazını çekmek.
put the wind up someone
birini korkutmak,telaşa düşürmek
run out
dışarı koşmak, akmak, sızmak, bitmek, tükenmek, sona ermek (süre), geçmek, çıkıntı yapmak, dışarı atmak, kovalamak, bitirmek
sell out
tasfiye etmek, elden çıkarmak
set off
yola çıkmak.
set someone off
başlamasına neden olmak.
set sth. off
1. patlatmak,fitillemek.
2. başlatmak.
3. en iyi şekilde göstermek,belirginleştirmek.
set up
işe başlamak.
set someone up
1.gereken kolaylıkları sağlamak.
2. kendine getirmek,diriltmek.
3. (kd) suçlu göstermek,yalan yere suçlamak.
set sth. up
1. kurmak,tesis etmek.
2. tayin etmek.
3. ileri sürmek,önermek.
4. (sporda) rekor kırmak.
settle down
demir atmak, yerleşmek, kurulmak, yuva kurmak, uslanmak, durulmak
slow down
hızını eksiltmek (araç),ağırlaşmak,yavaşlamak.
sort out
ayırmak, seçip ayırmak, sınıflandırmak, tasnif etmek, ayıklamak, çözümlemek, halletmek, icabına bakmak
speak up
yüksek sesle konuşmak, sesli söylemek, serbestçe konuşmak, çekinmeden konuşmak
take after
take after someone
benzemek
take off
1. (uçak) havalanmak,kalkmak.
a take-off
havalanma,kalkış
2. (kd) acele gitmek.
take someone off
(kd) taklit etmek.
a take-off
taklit
take sth. off
1.çıkarmak,kaldırmak.
2. servisten kaldırmak.
3. rejimle zayıflamak,kilo vermek.
4. tatil etmek,çalışmamak.
take one`s hat off to someone
[kd] birine hayranligini ifade etmek,bravo demek
take the lid off sth.
[kd] gizli bir bilgiyi aciklamak
take up
take sth. up
1. kısaltmak (dikiş)
2. yer kaplamak.
3. görüşmek,gözden geçirmek.
4. kabul etmek
5. emmek
take up sth.
1. çalışmaya başlamak (hobi,spor)
2. başlamak (iş,görev)
3. devam etmek (bitmemiş bir öykü)
take someone up on sth.
1. bir şey hakkında soru sormak.
2. kabul etmek (teklif vb.)
take up with someone
arkadaşlık kurmak
tell off
görev vermek, iş vermek, azarlamak, sayıp ayırmak
throw away
1. (istenilmeyen bir şeyi) atmak: Throw away those old shoes! O eski ayakkabıları at! 2. k. dili israf etmek. 3. k. dili (bir fırsatı) boş vererek değerlendirmemek.
turn down
turn someone/sth down
geri çevirmek,reddetmek
turn off
f. kapamak, söndürmek, savuşturmak, canını sıkmak, işten çıkarmak, sapmak
turn on
f. açmak, yakmak, açmak (radyo vs.), çevirmek, tahrik etmek, heyecanlandırmak, aleyhine dönmek, e doğru çevirmek, e tutmak, bağlı olmak, saldırmak
turn over
döndürmek, devretmek, çevirmek (sayfa), teslim etmek, düşünüp taşınmak, dönmek (yatakta), alabora olmak, devrilmek, takla atmak (araba), boca etmek
turn up
kaldırmak, yukarı tutmak, bulmak, düzünü çevirmek, açmak, bakmak (kitap), sıvamak, kusturmak, vazgeçmek, dönmek, ortaya çıkmak, çıkagelmek, bulunmak (eşya), sapmak
wake up
uyanmak, canlanmak, uyandırmak
wear out
eskitmek, yormak, tüketmek, yorulmak, tükenmek, canı çıkmak, bitmek, eskimek, aşınmak, yıpranmak, canını çıkarmak
work out
1. başarılı olmak,tatmin edici bir şekilde gelişmek.
2.idman yapmak.
a work-out
idman
work sth. out
1.hesaplamak
2. yapmak
3. anlmak,anlam çıkarmak.
work out at sth.
belirli bir para tutmak
write down
nominal değerini indirmek, yazmak, kaydetmek, yazı ile kötülemek, düşük yazmak, nominal değerini düşürmek (mal), not etmek
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.