Açıköğretim Genel Muhasebe Ders Notları ve konu Anlatımı,İşletme ve Muhasebe,Mali Tablolar,Hesaplar,Muhasebede Kayıt Belgeleri ve Defterler,Muhasebe Süreci,Stoklar, Alacaklar, Mali Borçlar,Borçlar,Gelirler ve Giderler, Dönemsonu İşlemleri

İşletme ve Muhasebe
• İşletme; çevreden, başkalarından bilgi, para, işgücü, makine, araç-gereç, hammadde, malzeme gibi unsurları alarak bunları de¤işim süreci adını verdiğimiz bir takım faaliyetler sonunda mal ve/veya hizmetlere dönüştüren bir sistemdir. İşletmeler, faaliyet konuları ve yaptıkları işler itibariyle; üretim işletmeleri, ticaret işletmeleri, tarım işletmeleri, madencilik işletmeleri, inşaat işletmeleri, eğitim ve sağlık işletmeleri, hizmet işletmeleri şeklinde ayrıma tabi tutulabilir. İşletmeler mülkiyet bakımından; özel işletmeler, kamu işletmeleri ve karma işletmeler şeklinde sınıflandırılır. İşletmelerin mal ve hizmet üretmek için yaptıkları işlevler genel olarak; üretim, pazarlama, finansman ve insan kaynakları işlevleridir. Bu işlevlerin en iyi şekilde yerine getirilmesi ancak işletme yönetimi ile olanaklıdır. Yönetim; işletmenin kuruluş amacına ulaşmak için neyin, kiminle, nerede, ne zaman ve nasıl yapılacağını gösteren planların yapılması, hazırlanan planların hayata geçirilmesi için gereken yapı ve düzenin örgütlenmesi, oluşturulan yapı ve düzenin harekete geçirilmesini sağlayacak yürütme faaliyetlerinin yapılması ve yapılan çalışmaların ve elde edilen sonuçların planlara uygun olup olmadığının görülerek önleyici, düzeltici, iyileştirici kontrollerin yapılmasıdır. İşletmenin varlıkları ve kaynakları nelerdir?
• Varlıklar bir işletmenin var olabilmesi için para, araç-gereç, malzeme, bina, taşıt aracı, mal gibi iktisadi değerlerdir. Kaynaklar ise, işletme sahiplerinin işletmeye koydukları sermaye ve/veya üçüncü kişilerden sağlanan borçlardır. İşletme sahiplerinin
varlıklar üzerindeki haklarının parasal ifadesine sermaye; işletmeye borç veren üçüncü kişilerin varlıklar üzerindeki haklarının parasal ifadesine de borçlar adı verilir. Muhasebenin amacı nedir?
• İşletme faaliyetlerinin yürütülmesi ve karlılık ile likidite hedeflerine ulaşılması için yapılacak araştırmalar, alınacak kararlar, uygulamaya konulan ve yapılan çalışmalar ile işletmenin mali durumunun izlenmesi için yöneticilere, işletme sahiplerine, borç verenlere, devlete, çalışanlara ve topluma gerekli olan bilgileri sağlamaktır. Bilgi sağlamak için muhasebe nasıl işlev görmektedir?
• Muhasebe; işletmenin varlıkları, sermayesi ve borçları üzerinde değişme yaratan ve para ile ifade edilen mali işlemlere ait bilgileri kaydetmek, sınıflandırmak, özetlemek, analiz etmek ve yorumlamak suretiyle ilgili kişi ve kurumlara raporlar şeklinde sunan bir bilgi sistemidir. Buna göre muhasebe, mali işlemlere ait bilgileri kaydediyor, bu bilgileri belirli ve anlamlı bir şekilde sınıflandırıyor ve çok sayıdaki bilgileri raporlar şeklinde özetliyor, ortaya çıkan raporları, analiz ederek yoruma tabi tutuyor ve sonuçları ilgililere veriyor. Muhasebe kimlere ne için bilgi sağlamaktadır?
• Muhasebe; yöneticilere, işletme sahiplerine, işletmede çalışanlara (sendikalara), borç ve kredi verenlere, devlete ve topluma bilgi sağlamaktadır..
• Yöneticiler, neyi, ne zaman, nasıl, niçin ve kiminle yapacaklarını bilmeleri, diğer bir ifadeyle işletmenin faaliyetlerini planlamak, yürütmek ve kontrol etmek için; Ortaklar (işletme sahipleri), yöneticinin başarısını belirlemek, işletmenin ulaştığı mali güç ve karlılık durumunu bilmek, bunun yanında işletmede ortak olarak kalıp kalmamak gibi
değişik durumları değerlemek için; Borç Verenler, borç verip vermeme, verilecek borcu geri alıp, almama konularında durum değerlendirmesi yapmak için; İşletmede Çalışanlar (sendikalar), ücretler görüşmeleri, iş güvenliği konularında değerlemeler yapmak için; Devlet, işletmelerden alacağı vergiyi ve ekonomi politikalarını belirlemek için; Toplum, özellikle sivil toplum örgütleri kanalıyla, işletmelerin piyasa politikaları, istihdam durumları, üretim kararları ve buna bağlı olarak fertlerin geleceği ve refahına, ülkenin ekonomik gidişine ilişkin değerlendirmeler yapabilmek için muhasebe bilgilerine
gereksinim duyarlar. Kimler muhasebe mesleğini yapabilmektedir?
• Ülkemizde muhasebe mesleği “Serbest Muhasebecilik,, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik” adını taşıyan 3568 sayılı yasayla düzenlenmektedir.
Söz konusu yasaya göre, muhasebe mesleği; Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir olarak üç gruba ayrılmaktadır. Ülkemizde yasada belirtilen koşulları yerine getiren ve belirtilen ünvanları almış bulunan kişiler ancak muhasebe mesleğini yapabilmektedirler.
Mali Tablolar
• Kurucularından, ortaklarından ve diğer ilgili taraflardan ayrı bir kişiliğe sahip olan işletmenin faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi için para, mal, bina gibi birtakım varlıkları edinmesi gerekir. İşletmenin sahip olduğu varlıklar ile bu varlıkların elde edildiği yerleri gösteren sermaye ve borçlar şeklindeki kaynakların birlikte oluşturduğu yapı işletmenin
mali durumunu ortaya koyar.
• İşletme faaliyetleri ile işletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarında artış (kar) veya azalış (zarar) şeklinde meydana gelen değişiklikler faaliyet sonucu olarak ortaya çıkar. Mali durum ve faaliyet sonuçları ne ile gösterilir?
• İşletmenin mali durumunda meydana gelen değişiklikler ve faaliyet sonuçları belli zaman aralıkları itibariyle bir bütün olarak ele alınır ve mali tablolar şeklinde özetlenerek ilgililere sunulur. Mali tablo ne demektir ve temel mali tablolar nelerdir?
• Mali tablolar, belirli bir süre içinde oluşan mali nitelikteki olayların işletmenin varlık ve kaynak unsurlarında yarattığı değişmelerin bir özetidir. Temel mali tablolar iki tür olup, bilanço ve gelir tablosu olarak adlandırılır.
Dönem ne demektir?
• İşletme yönetimince işlevlerin planlanabilmesi, gerçekleşenin ölçülebilmesi ve planlanan ile gerçekleşenin karşılaştırılarak kontrol edilmesi, kontrol sonuçlarına göre yeni kararların alınabilmesi gibi nedenlerle süreklilik gösteren işletme faaliyetlerinin belli zaman aralıkları; dönemler itibariyle değerlendirilmesi gerekir. Muhasebe öğretiminde temel alınan dönem genellikle bir takvim yılıdır.
Bilanço nedir, neyi gösterir?
• Bilanço, işletmenin belirli bir tarihteki mali yapısını gösteren mali tablodur. Bilanço, düzenlendiği tarih itibariyle işletmenin sahip olduğu varlıklarını ve bunların kaynaklarını (öz kaynak+ yabancı kaynak) gruplandırılmış ve özet olarak türleri ve tutarlarıyla gösterir.
Bilanço eşitliği ne demektir?
• Bilanço eşitliği, işletmenin sahip olduğu varlıkları toplam tutarları ile bu varlıklar üzerinde hak sahibi olan işletme sahiplerinin hakları (sermaye) ve borç verenlerin hakları (borçlar) toplamının birbirine eşit olmasıdır. İşletmenin ayrı bir kişiliğe sahip olması temeline dayanan bu eşitlik;
VARLIKLAR = SERMAYE + BORÇLAR veya
AKTİF = PASİF şeklinde ifade edilir.
Mali nitelikli olaylar nelerdir ve bilançoyu nasıl etkiler?
• Bilanço unsurlarında yani varlıklar, borçlar ve sermayede artış veya azalış şeklinde değişikliğe neden olan olaylara mali nitelikli olaylar denir. Bu etkiler; varlıkların kendi içinde eşit tutarlı artış veya azalışı, kaynakların kendi içinde eşit tutarlı artış ve azalışı ya da varlıklarda ve kaynaklarda toplam olarak aynı tutarda artış veya azalış şeklinde ortaya çıkabilir. Ancak bu işlemler sonucunda bilanço eşitliği asla bozulmaz. Bu nedenle herhangi bir dönemde dönem başı öz sermayesi ile dönem sonu öz sermayesi karşılaştırılarak kar veya zararı belirlemek mümkün olur.
Gelir Tablosu nedir, hangi bilgileri, nasıl gösterir?
• İşletme yönetimini değerlemede, yalnızca kar veya zarar bilgisi ve bunun büyüklüğü yeterli bir ölçü olmamaktadır. Dönem içinde işletme sahiplerinin haklarında artışa neden olan; gelir (hasılat) ile azalışa neden olan; gider işlemlerine ait bilgilerin elde edilmesinde yarar vardır.
• Gelir tablosu, işletmenin belirli bir dönemde elde ettiği tüm gelirler ile bu gelirlerin elde edilmesi için katlandığı giderleri ve bunların sonucunda oluşan kar veya zararı gösteren bir mali tablodur.
Hesaplar
• Her bir mali işlem nedeniyle varlıklarda, borçlarda, sermayede ve faaliyet sonucunu oluşturan gelir ve gider unsurlarında meydana gelen değişiklikleri,
doğrudan mali tablolar üzerinde izlemek mümkün değildir. Bu nedenle söz konusu değişiklikleri izlemek üzere hesaplardan yararlanılır. Hesap, mali nitelikli olayların her bir bilanço unsurunda ve faaliyet sonuçlarını oluşturan her bir unsurda yarattığı, artış veya azalış şeklindeki değişmelerin izlenmesine yarayan çizelgedir. Hesapların işleyişi neye göre ve nasıl olmaktadır?
• Hesapların sınıflandırılması ve işleyişi temel bilanço eşitliğine dayanır. Buna göre varlık hesaplardaki artışlar için ilgili varlık (aktif) hesapları borçlandırır, azalışlar için alacaklandırılır. Kaynaklardaki (borçlar ve sermaye) artışlar için ilgili kaynak (pasif) hesapları alacaklandırılır, azalışlar için borçlandırılır. Böylece varlık ve kaynak unsurlarında meydana gelen değişiklikleri izlemek üzere hesaplara yapılan kayıtlarla, bilanço eşitliği sürekli olarak korunmuş olur.
• Bütün hesapların sol yanına borç, sağ yanına alacak adı verilir. Herhangi bir hesaba ilk kez kayıt yapılması hesap açmak, hesabın borç yanına kayıt hesabı borçlandırmak, hesabın alacak yanına kayıt hesabı alacaklandırmak olarak adlandırılır. Hesabın borç tarafındaki tutar toplamı alacak tarafındaki tutar toplamından fazla olduğunda hesap borç kalanı, tersi durumda hesap alacak kalanı verir. İki tarafın tutarları toplamı eşit ise hesap kalan vermez, yani kapalıdır. Bilanço ile hesaplar arasında nasıl bir ilişki vardır?
• Hesaplar bilanço unsurlarını temsil eden araçlardır ve hesapların işleyişi de bilanço eşitliğine dayanır. Böylece hesap kalanlarından bilanço kolaylıkla elde edilebilir. Borç kalanı veren (aktif) hesapların kalanlarından bilançonun varlıklar (aktif) tarafı, alacak kalanı veren (pasif) hesapların kalanlarından da bilançonun kaynaklar (pasif) tarafı elde edilir Faaliyetlerden kaynaklanan sermayedeki değişmelerin neden gelir ve gider hesaplarında izlenmesi gerekir?
• Bilançonun kaynak unsurları (pasif) öz ve yabancı kaynaklar olarak iki gruptur. Öz kaynaklarda, işletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarında (sermayede) artışa neden olan işlemlere gelir, azalışa neden olan işlemlere de gider denir. Gelir (hasılat)
ve giderlerin karşılaştırılması ile dönemin faaliyet sonucu olan kar veya zarara ulaşılır. Karın oluşumuna katkı sağlayan gelirlerin ve zarara neden olan giderlerin ayrıntılı şekilde izlenmesi ve faaliyetler itibariyle işletmenin başarı durumunun belirlenmesi gerekir. Bu nedenle gelirler gerçekleştiklerinde konularına göre ayrılarak gelir hesaplarında, giderler de gider hesaplarında kaydedilir.
• Sermaye hesabının işleyişine paralel olarak, gelirler gerçekleştikçe gelir hesapları alacaklandırılır, giderler gerçekleştikçe gider hesapları borçlandırılır.
• Belli bir dönem içinde oluşan gelir hesapları ile gider hesapları, dönemin net faaliyet sonucunu belirlemek üzere Kar veya Zarar Hesabına devredilerek kapatılır. Bu nedenle gelir ve gider hesaplarına sonuç hesapları da denir. Muhasebenin doğru, açık, anlaşılabilir bilgi üretebilmesi için hesapların sınıflandırılmalarının ve türlerinin tanımlanmasının önemi var mıdır?
• Hesap kavramını daha iyi açıklayabilmek ve hesabın işlevini ortaya koyabilmek için hesapların türlerine ayrılarak incelenmesinde yarar vardır.
• Hesaplar, mali tabloların elde edilmesi bakımından iki ana gruba ayrılır;
a. Bilanço Hesapları:
* Varlık (aktif) hesapları,
* Kaynak (pasif) hesapları,
– Borç hesapları
– Öz sermaye hesapları
b. Gelir Tablosu Hesapları:
* Gelir (Hasılat) hesapları,
* Gider hesapları.
– Hesaplar, işlemlerin muhasebeleştirilmesinde temel olup olmama durumuna göre üç gruba ayrılır;
a. Asli hesaplar,
b. Düzenleyici hesaplar,
c. Geçici hesaplar.
• Hesaplar, bir unsuru toplu veya ayrıntılı göstermeleri bakımından da iki gruba ayrılır;
a. Ana hesaplar,
b. Yardımcı hesaplar.
• Mali nitelikte olmayan bazı işlemlere ait bilgilerin muhasebe ortamında izlenebilmesi için Nazım Hesaplar kullanılır. Hesapların belirli bir düzen içinde olmalarının
gereği var mıdır?
• Muhasebeden beklenen bilgilerin istenildiği şekilde ve içerikte olabilmesi için mali olaylara ait verilerin etkin ve düzenli biçimde toplanması ve kaydedilmesi gerekir. Bilgilerin muhasebe kayıtlarına geçirilme şeklinde, işletmenin faaliyet konusuna, büyüklüğüne ve yönetimin muhasebeden yararlanma durumuna göre çok sayıda hesap kullanılır. Bu hesapların, aynı olayların sürekli olarak aynı hesaplara kaydını sağlayacak, belli bir düzen içinde olması gerekir.
• Bir işletmede kullanılacak hesapların, muhasebenin temel kavramları ve ilkeleri doğrultusunda sistemli bir şekilde ve gruplandırılmış olarak yer aldığı listeye hesap planı denir. Ülkemizde işletmelerin uymak zorunda oldukları bir hesap planı var mı?
• Ülkemizde, 01.01.1994’ten itibaren Tekdüzen Hesap Planı (banka, sigorta, aracı kurum işletmeleri hariç) tüm işletmeler için zorunlu olarak uygulanmaktadır. Tezdüzen Hesap Planında hesap sınıfları şöyle oluşturulmuştur;
1. Dönen Varlıklar
2. Duran Varlıklar
3. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
4. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar
5. Öz Kaynaklar
6. Gelir Tablosu Hesapları
7. Maliyet Hesapları
8. Serbest
9. Nazım Hesaplar
Muhasebede Kayıt Belgeleri ve Defterler
• Muhasebenin tanımında belirtildiği gibi, mali olaylara ait veriler toplanır, kaydedilir, sınıflandırılır ve özetlenir. Böylece mali tablolarda özetlenmiş muhasebe bilgilerine ulaşmak söz konusu olur. Ancak muhasebe bilgilerinin doğruluk ve güvenilirliğinin sağlanabilmesi için, bütün mali işlemlerin geçerli belgelere dayandırılması ve bu şekilde kaynağı kanıtlanabilir bilgilere dönüştürülmesi önem taşır. Bu nedenle mali işlemlere ait veriler; taraflar, tarih, konu, miktar ve tutar olarak belirlendiği belgeler
aracılığıyla muhasebe kayıt ortamına dahil edilir. Daha sonra işlemin etkilerini topluca görme olanağı sağlayan yevmiye defterine ve oradan da işlemlerin konularına göre sınıflandırılarak kaydedildiği büyük deftere aktarılır. Bu arada kayıtlara yardımcı olan ve bazı bilgileri daha ayrıntılı izleme olanağı sağlayan; muhasebe fişleri, mizanlar, yardımcı defterler gibi araçlardan da yararlanılır. Kayıt tutmada kullanılan defterlerden biri olan yevmiye defterinin işlevi nedir? İşlemler yevmiye defterine ne şekilde kaydedilmektedir?
• Mali işlemlerin bilançoya etkilerini bir arada gösteren, büyük deftere yapılacak kayıtların hatalı yapılmasını önleyecek veya kayıt hatalarını en aza indirecek bir araca gereksinim vardır; o da yevmiye defteri (günlük defter) dir. Yevmiye defterine kayıtlar, işlemin gerçekleşme sırasına göre; madde numarası, tarih, borçlu hesap veya hesaplar, alacaklı hesap veya hesaplar, hesap tutarları ve madde açıklamasından oluşan bir bütünlük içinde yapılır. Çift taraşı kayıt tekniğinin bir sonucu olarak, borçlandırılan hesap tutarları ile alacaklandırılan hesap tutarları birbirine eşit olur. Mali tabloların bilgi kaynağı olduğunu bildiğimiz hesaplar hangi defterde ve ne şekilde yer alır?
• Yevmiye defterinden işlem sırasıyla topluca kaydedilen işlemler, buradan konularına göre sınıflandırılmak üzere büyük defterdeki hesaplara aktarılır. Böylece aynı işlemler iki farklı şekilde ve birbiriyle ilişkili olarak kaydedilmiş olur. Bu, hem olası kayıt hatalarını birikmeden önleme olanağı sağlar hem de hesaplardan mali tabloların elde edilmesini kolaylaştırır. Büyük defterde karşılıklı iki sayfadan sol taraftaki sayfaya hesabın borçlandırılması ile ilgili, bilgiler, sağ taraftaki sayfaya da alacaklandırılması ile ilgili bilgiler yazılır.
• Ülkemizde ticari ve mali yasalarla yevmiye, büyük defter ve envanter defteri birinci sınıf işletmeler için tutulması zorunlu defterler kapsamındadır. Nispeten küçük, ikinci sınıf işletmelere ise işletme hesabı defteri tutma kolaylığı tanınmaktadır.
• Kayıtların bilgisayar ortamında tutulması ise, açıklanan muhasebe kavram, ilke ve süreçlerinde değişiklik yapmamakta, buna karşılık çok önemli işlem kolaylığı; zaman ve maliyet tasarrufu ile güvenilirlik sağlamaktadır. Kullanılacak muhasebe defterlerinin tasdik edilmesi gerekir mi?
• Tutulması zorunlu defterlerin, kullanılmaya baş- lamadan önce noter tarafından tasdiki zorunludur. Tasdike tabi defterlerle tasdik koşulları T.T.K ve V.U.K’un ilgili maddelerinde ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Muhasebe defterine kayıtta uyulması gerekli kurallar nelerdir?
• Muhasebe kayıtlarının Türkçe olarak ve muhasebe kurallarına uygun şekilde işlenmesi esas olup, kayıt kuralları ayrıca T.T.K ve V.U.K’un ilgili maddelerinde de açıklanmıştır. Kayıt tutmada yardımcı işlevi olan belgeler nelerdir?
• Mali işlemlerin muhasebe defterlerine aktarılmasından önce kayıtlarda, sınıflandırmada ve kayıtların kontrolünde kolaylık sağlayan yardımcı araçlardan; muhasebe fişlerinden yararlanılabilir. Muhasebe fişleri; kasaya para girişlerinin gösterildiği Kasa Tahsil Fişi, kasadan para çıkışlarının gösterildiği Kasa Tediye Fişi ve kasa ile ilgisi olmayan işlemler için kullanılan Mahsup Fişi şeklinde ayrılır. Yevmiye defterinden büyük deftere aktarılan kayıtların sağlamasının yapılması gerekli midir?
• Yevmiye defterinden büyük deftere yapılan kayıt aktarmalarının doğruluğu, dönem içinde zaman zaman hazırlanan geçici mizanlar ile dönem sonunda genel geçici mizanla sağlanır. Dönem sonu envanter (düzeltme ve ayarlama) kayıtlarından sonra
hazırlanan Kesin Mizan’da hesapların kesin durumunu; hesap adı, tutarı (borç/alacak) ve kalanı (borç/alacak) itibariyle topluca görme olanağı vardır. Böylece Mali Tabloları daha doğru ve kolayca düzenleme olanağı da elde edilir. Büyük defterdeki ana hesaplara ait yardımcı defterler kullanmak gerekir mi?
• Büyük defterde yer alan ana hesaplarla ilgili ayrıntılı bilgilerin, ana hesaba bağlı açılan yardımcı hesaplarda izlendiğini biliyoruz. Bir ana hesaba ait yardımcı hesapların toplandığı deftere ise yardımcı defter denir. Yardımcı defterin şekli ve içeriği, işletme tarafından serbestçe belirlenir.
Muhasebe Süreci
• İşletmelerin faaliyetlerinin sürekliliği esas olmakla birlikte, bu faaliyetlerin belli zaman dilimleri itibariyle hesaplar üzerinde kesilmesi ve böylece faaliyet sonuçlar›n›n karşılaştırılmasıyla işletme yönetiminin başarısının değerlendirilmesi, mali durumun ve mali durumdaki değişmenin izlenmesi ve değerlendirilmesi söz konusudur. Bu süreç, birinci ünitedeki açıklamalardan da hatırlayacağınız gibi, işletmenin işe başlarken ve her dönem başındaki mali durumunun (V = S + B) belirlenmesi ile başlar. Dönem başı (işe başlama) bilgileriyle birlikte, dönem içinde gerçekleşen bütün mali olay ve işlemler yanında dönem sonunda yapılan sayım, değerleme ve düzeltme işlemlerini de kapsayacak şekilde işlemlerin belgelendirilerek kayıt ortamına aktarılması, konularına göre sınıflandırılması ve mali tablolar şeklinde özetlendikten sonra, dönem içinde kullanılan hesapların kapatılmasıyla son bulur.İşe yeni başlayan işletmede muhasebe işlemlerine nereden başlanmaktadır?
• İşletmelerin hukuki yapısı ve faaliyet konusu ne olursa olsun kuruluş tarihi itibariyle ilk yapacakları iş mali durumlarını belirlemektir. Mali durumun (varlık, borç ve sermayenin) tür, miktar ve tutar olarak belirlenmesine envanter çıkarmak denir. İşine devam etmekte olan işletmelerde yeni dönemin muhasebe işlemlerine nereden başlanmaktadır?
• İşine devam etmekte olan işletmelerde yeni dönemin başında ilk yapılacak iş, yine dönem başındaki mali durumun belirlenmesidir. Ancak yeni kurulan işletmelerden farklı olarak bu bilgi, önceki dönemin kapanış bilançosundan alınır, ayrıca envanter çıkarmaya gerek yoktur. Diğer işlemler aynı sırayla devam ettirilir.
Muhasebenin Temel Kavramları ve Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri
• Muhasebe bilgilerinin elde edilmesi ve açıklanması ile ilgili uygulamalarda, bu bilgilerle ilgilenen tarafların yararlarını dengeli şekilde göz önünde tutan, deneyim ve mantıktan do¤an, yararlılıkları genellikle kabul edilen belli kurallara uyulur. Bu kurallar
“genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri” adıyla bilinir. Bu ilkelerin teorik dayana¤ı “muhasebenin temel kavramları” dır. Kavramlar, muhasebe problemlerinin çözümü için uygulanacak ilkelerin belirlenmesinde veya değişen durumlara göre yeni ilkelerin geliştirilmesinde temel olacak görüşleri yansıtır.
• Muhasebe ilkelerinin dayanağını oluşturan ve muhasebe uygulamalarına yön veren, evrensel nitelikteki muhasebenin temel kavramları, aşağıda belirtildiği gibi 12 başlıkta toplanmıştır; Sosyal sorumluluk, Kişilik, İşletmenin sürekliliği, Dönemsellik, Parayla ölçme, Tarihi maliyet esası, İhtiyatlılık, Tam açıklama, Tutarlılık, Verilerin güvenilir olması, Önemlilik ve Özün önceliği kavramı. Çeşitli kesimlere bilgi üreten ve işletmenin varlıkları, sermayesi ve borçları üzerinde değişmeler yaratan işlemlerin izlenmesine ve kontrolüne olanak sağlayan genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri nelerdir ve her biri ne için kullanılır?
• Muhasebe uygulamalarını oluşturan muhasebe usulleri, işlemleri ve yöntemleri genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine dayanır. Bu ilkeler de temel kavramlara dayanmakta olup, hepsi birlikte bir bütünü oluşturur.
• Genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri, temel mali tabloların elde edilmesine yönelik olarak iki ana gruba ayrılır. Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde de yer aldığı şekilde;
1. Gelir tablosu ilkeleri,
2. Bilanço ilkeleri;
– Varlıklara ilişkin ilkeler,
– Yabancı kaynaklara ilişkin ilkeler,
– Öz kaynaklara ilişkin ilkeler olmak üzere, toplam otuz ilkeden oluşmaktadır.
• Gelir tablosu ilkelerinin genel amacı, işletmenin belli dönemlere ait faaliyet sonuçlarının sınıflandırılmış ve gerçeğe uygun olarak gösterilmesini sağlamaktır.
• Bilanço ilkelerinin genel amacı ise, işletmeye sağlanan kaynaklar ile bunlarla elde edilen varlıkların anlamlı bir şekilde tespit edilmesi, belli bir tarihte işletmenin mali durumunun açıklıkla ve ilgililer için gerçeğe uygun olarak yansıtılmasıdır.
Stoklar
• İşletmelerde önemli bir varlık unsuru olan stoklar; işletmenin satmak, üretimde kullanmak veya tüketmek amacıyla edindi¤i, ilk madde ve malzeme, yarı mamul, mamul, ticari mal, yan ürün, artık ve hurda gibi bir yıldan az bir sürede kullanılacak olan veya bir yıl içinde nakde çevrilebileceği düşünülen varlıklardan oluşur. Bu kapsama giren varlıkların en önemlileri tekdüzen hesap planına göre şu hesaplarda izlenir:
150 İlk Madde ve Malzeme
151 Yarı Mamuller – Üretim
152 Mamuller
153 Ticari Mallar
Katma değer vergisinin mal alımı, satımı ile ilişkisi nedir?
Bu işlemlerle ilgili olarak ortaya çıkan katma değer vergisi hangi hesaplarda izlenir?
• Katma değer vergisi harcamaları vergilendiren bir vergi türüdür. Çok özet olarak ifade etmek gerekirse, mal ve hizmet alımında bedelin belirli bir yüzdesi kadar ayrıca KDV ödenir. İşletmeler mal ve hizmet alımlarında ödedikleri KDV yi 191 İndirilecek KDV Hesabına kaydederler; satışlarda aldıkları KDV yi 391 Hesaplanan KDV Hesabına kaydederler. Aralıklı envanter yönteminin temel özelliği nedir? Bu yöntemde ilgili hesaplar nasıl işlem görür? Dönem sonunda satılan malların maliyeti nasıl hesaplanır?
• Aralıklı envanter yöntemi; işletmedeki mal mevcudunun ancak, belirli aralıklarla yapılacak sayım ve değerleme ile bilinebileceği, ondan sonrada yapılacak bazı hesaplamalarla bulunacağı esasına dayalı bir yöntemdir. Bu yöntemde dönem başı mal mevcudu, alışlar, alış giderleri, alış iskontoları ve alış iadeleri “153 Ticari Mallar Hesabı”nda satışlar ise “600 Yurtiçi Satışlar” ve varsa “601 Yurtdışı Satışlar Hesabı”nda satış giderleri, satış iadeleri ve satış is kontoları kendi adlarını taşıyan hesaplarda izlenir. Dönem sonunda da sayım yapılarak, dönem sonu mal mevcudu, dönem başı mal mevcudu ile dönem alışlarından oluşan mal toplamından düşülerek satılan malların maliyeti bulunur ve bulunan bu maliyet tutarı Ticari Mallar Hesabından çıkarılarak Satılan Ticari Mallar Maliyeti Hesabına devredilir.
Devamlı envanter yönteminin temel özelliği nedir? Bu yöntemde ilgili hesaplar nasıl işlem görür?
Bu yöntemde yapılacak dönem sonu işlemleri nelerdir?
• Devamlı envanter yöntemi, dönem içinde her an mevcut malların miktarını ve maliyetini, bunun yanında satışların tutarını ve maliyetini gösterecek şekilde ve Ticari Mallar Hesabı, Satılan Ticari Mallar Maliyeti Hesabı ve Yurtiçi ve Yurtdışı Satışlar Hesabı
kullanılması esasına dayalı bir yöntemdir. Mevcut malın miktarının ve maliyetinin bilinmesi dönem sonu sayımına bağlı değildir. Bu yöntemde dönem başı mal mevcudu, alışlar, alış giderleri, alış iskontoları ve alış iadeleri Ticari Mallar Hesabına; satışlar Yurtiçi Satışlar ve Yurtdışı Satışlar Hesabına, satılan malların maliyeti de Ticari Mallar Hesabından düşülerek Satılan Ticari Mallar Maliyeti Hesabına devredilerek kaydedilir. Satış giderleri, satış iskontoları ve satıştan iadeler, aralıklı envanter yönteminde olduğu gibi kendi adlarını taşıyan ayrı hesaplarda izlenir. Bir bilanço hesabı olan Ticari Mallar Hesabı dışındaki diğer hesaplar gelir tablosu hesabı niteliğinde olup, dönem sonunda “690 Dönem Karı veya Zararı Hesabı”na devredilirler. Vergi Usul Kanununda faturanın şekli, düzeni ve kullanılma zorunluluğu konusunda konulan hükümler nelerdir?
• Mal alım-satım işlemlerinin belgelere dayandırılması gerekir. Bu konu ile ilgili belgeler Vergi Usul Kanununda; fatura, perakende satış vesikaları, gider pusulası ve müstahsil makbuzu şeklinde sıralanmıştır. Mal alım-satımında en temel belge faturadır. V.U.K.’nun 230, 231, 232. Maddelerinde; faturanın şekli, düzeni ve kullanılma zorunluluğu açıklanmaktadır
Hazır Değerler ve Menkul Kıymetler
• Hazır değerler, nakit olarak elde veya bankada bulunan para ve para gibi kullanılan varlıklar ile istenildiği zaman paraya çevrilme olanağı bulunan varlıklardır. İşletmenin para hareketleri Kasa Hesabına kaydedilerek izlenir. Kasaya değişik tarihlerde
giren ve çıkan paralar bu hesaba kaydedilir. Kasa Hesabı, kasaya para girdiğinde borçlanır; kasadan para çıktığında alacaklanır.
• İşletmeler sattıkları malların veya yaptıkları hizmetlerin karşılığında çek aldıklarında, bu çeklerin tutarları Alınan Çekler Hesabının borcuna kaydedilir. Çekin tahsil edilmesi, veya başkasına ciro edilmesi gibi nedenlerle elden çıkan çekler, söz konusu hesabın alacağına kaydedilir.
• İşletmeler, kasada tutmak istemedikleri nakit paralarını bankalar nezdinde açtırdıkları ticari mevduat hesabına yatırırlar. Bir varlık niteliğinde olan ticari mevduat Bankalar Hesabında izlenir. Bankalardaki hesaba değişik şekilde yatırılan paralar bu hesabın borcuna ve yine değişik şekillerde çekilen paralar ise, hesabın alacağına kaydedilir.
• İşletmeler, çeşitli ödemelerini genellikle bankalardaki hesapları üzerine düzenledikleri çeklerle yaparlar. Üçüncü kişilere verilen çekler lehdarı tarafından bankadan tahsil edilinceye kadar Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri Hesabında izlenir. Kişi
ve kurumlara çek verildiğinde hesap alacaklanır; bu çekin bankadan tahsil edildiği anlaşıldığında hesap borçlandırılır. Menkul kıymetler deyince ne anlaşılır? Bu gruba giren varlık kalemlerine ilişkin olarak Tekdüzen Hesap Planında yer alan hesapların işleyişi nasıldır?
• Menkul Kıymetler, faiz geliri veya kar payı sağlamak veya fiyat değişmelerinden yararlanarak kar elde etmek amacı ile geçici bir süre elde tutulmak üzere alınan hisse senedi, tahvil, hazine bonosu, finansman bonosu, yatırım fonu katılma belgesi, kar-zarar ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı senedi gibi menkul kıymetlerdir. Bu kıymetler; “Hisse Senetleri, Özel Kesim Tahvil, Senet ve Bonoları”, “Kamu Kesimi Tahvil, Senet ve Bonoları”, “Diğer Menkul Kıymetler” adını taşıyan aktif nitelikli hesaplarda izlenir. Menkul kıymetler satın alındığında alış bedeli üzerinden ilgili hesabın borcuna, satıldığında yine alış bedeli üzerinden ilgili hesabın alacağına kaydedilerek muhasebeleştirilir. Bu nedenle cüzdanda menkul kıymet varsa bu hesaplar borç kalanı verecektir. Alış bedeli ile satış bedeli arasında ortaya çıkacak satış karı veya zararı Menkul Kıymet Satış Karları Hesabına ya da Menkul Kıymet Satış Zararları Hesabına kaydedilir
Alacaklar
• Geniş anlamı ile “alacaklar” kredili mal satışları yanında başka nedenlerle do¤an çeşitli alacakları kapsar. Bu çerçeve içinde alacaklar, işletmenin üçüncü kişilere (müşterilere, personele ortaklara, çeşitli kuruluşlara) karşı ileri sürece¤i bir çeşit hak
olmaktadır. Tekdüzen Hesap Planında alacaklar:
1. Ticari Alacaklar
2. Di¤er Alacaklar
şeklinde iki ana gruba ayrılmaktadır. Ticari Alacaklar ve Diğer Alacaklar senetli olup olmamalarına ve alacaklı olunan kişi ve kuruluşlara bağlı olarak çeşitli hesaplarda izlenirler.
• Ticari alacaklar, işletmenin ticari faaliyetlerine bağlı ortaya çıkan senetli ve senetsiz alacakları kapsar. Tekdüzen Hesap Planında “Ticari Alacaklar” grubunda yer alan ana hesapların bazıları şunlardır:
120 ALICILAR
121 ALACAK SENETLERİ
126 VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR
127 Dİ⁄ER TİCARİ ALACAKLAR
İşletmelerin ticari faaliyetleri sonucu doğan senetsiz alacaklarıyla ilgili işlemler nasıl muhasebeleştirilir?
• İşletmelerin satış hasılatını artırmak için kredili satış yapmaları yaygın bir uygulamadır. Eğer, kredili satış yapılan kişi ya da kuruluşa güven duyuluyorsa, bu satış bedeli için senet bile alınmayarak belirli bir tutara kadar açık cari hesap kredisi olanağı sağlanır. Bu durumda müşterilerden senetsiz ticari alacak doğar. Bu alacak, daha önce satış işlemlerinin muhasebeleştirilmesinde görüldüğü gibi “120 ALICILAR HESABI”nda izlenir. “Alıcılar Hesabı” senetsiz ticari alacak doğduğunda borçlandırılır; alacak tahsil edildiğinde veya başka bir nedenle ortadan kalktığında alacaklandırılır. İşletmenin ticari faaliyetleri sonucu doğan senetli alacaklarıyla ilgili işlemler nasıl muhasebeleştirilir?
• Günümüzde ticari alacakların senede (bono ya da poliçe) bağlanması genel uygulamadır. Satılan malların bedeli karşılığında alınan alacak senetleri, işletmenin alacağına bir güvence sağlayacağı gibi bu senetlerin ciro edilerek ödemede kullanılması
yanında iskonto ettirilerek vadesinden önce nakde dönüştürme olanağını sağlar. İşletmenin faaliyet konusunu oluşturan mal veya hizmet satışlarından kaynaklanan ve senede bağlanmış olan alacakları “121 ALACAK SENETLERİ HESABI”nda izlenir. Mal
veya hizmet satışları karşılığında alınan bonolar veya poliçeler bu hesabın borcuna kaydedilir. Herhangi bir nedenle cüzdandan çıkan senetler yine bu hesabın alacağına kaydedilir. Alacak Senetleri Hesabı, senedin hesaba alınması ve hesaptan çıkmasına neden olan işlemler dikkate alınarak açılan yardımcı hesaplarla birlikte kullanılır. Bu yardımcı hesaplar: Cüzdandaki Senetler, Tahsildeki Senetler, Teminattaki Senetler, Protestolu Senetler, Takipteki Senetler olacaktır. İşletmenin üçüncü kişi ve kurumlara verdiği depozito ve teminatlar nasıl muhasebeleştirilir?
• İşletme üçüncü kişilere karşı bir işin yapılmasının üstlenilmesi veya bir sözleşmenin ya da diğer işlemlerin karşılığı olarak geri alınmak üzere karşı tarafa verilen değerler, “126 VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR” hesabının borcuna kaydolunur.Hesap, depozito ve teminat geri alındığında alacaklandırılır.
İşletmenin ticari alacakları dışında kalan diğer alacakları Tekdüzen Hesap Planına göre hangi hesaplarda izlenir?
Ve bu gruba giren alacaklarla ilgili işlemler nasıl muhasebeleştirilir?
• İşletmelerin temel faaliyetleri dışındaki işlemlerden doğan bu alacakların bazıları için Tekdüzen Hesap Planı izlenecek hesapları şu şekilde belirlemiştir:
131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR
132 İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR
133 BA⁄LI ORTAKLIKLARDAN ALACAKLAR
135 PERSONELDEN ALACAKLAR
Söz konusu alacaklar doğduğunda ilgili hesap borçlandırılır, tahsil edildiğinde veya bir şekilde azaldığında alacaklandırılır.
Duran Varlıklar
• Tekdüzen Hesap Planında “Duran Varlıklar; bir yıldan daha uzun sürelerde işletme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için kullanılmak amacıyla elde edilen ve ilke olarak bir yılda paraya çevrilmesi veya tüketilmesi öngörülmeyen varlıklar ” olarak tanımlanmaktadır.
• Tek düzen Hesap Planında duran varlıklar grubunda yer alan alt grupların başlıcaları :
– Uzun vadeli ticari alacaklar
– Mali duran varlıklar
– Maddi duran varlıklar ve
– Maddi olmayan duran varlıklardır.
Maddi duran varlıklar grubu içinde yer alan varlıklar Tekdüzen Hesap Planına göre hangi hesaplarda izlenir?
Bu varlıklarla ilgili işlemler nasıl muhasebeleştirilir?
– İşletme faaliyetlerinde kullanılmak üzere edinilen ve fiziksel bir yapıya sahip olan, öngörülen ömürleri bir yıldan daha uzun olması nedeniyle amortismana konu olan (arsa ve arazi dışında) varlıklara maddi duran varlıklar denir.
• Tekdüzen Hesap Planında maddi duran varlıklar grubunda yer alan büyük defter hesapları şunlardır:
250 ARAZİ VE ARSALAR
251 YERALTI VE YERÜSTÜ DÜZENLERİ
252 BİNALAR
253 TESİS, MAKİNE VE CİHAZLAR
254 TAİITLAR
255 DEMİRBAŞLAR
256 Dİ⁄ER MADDİ DURAN VARLIKLAR
257 BİRİKMİİ AMORTİSMANLAR (-)
258 YAPILMAKTA OLAN YATIRIMLAR
• İşletmeler, ihtiyaç duydukları maddi duran varlıkları yapılmış, hazır olarak satın alabilirler; başka işletmelere imal ya da inşa ettirebilirler; bizzat kendileri imal ya da inşa edebilirler. Maddi duran varlıklar tüm bu edinme biçimlerinde maliyet bedelleri üzerinden muhasebeleştirilerek aktife alınırlar. Bu nedenle maliyeti oluşturacak unsurları iyi bilmek gerekir. Maddi duran varlıklarla ilgili edinim sonrası yapılan harcamaların ne şekilde muhasebeleştirileceği konusundaki esaslar şudur:
• Normal bakım onarım harcamaları dönem gideri olarak kaydedilmelidir.
• Maddi duran varlığın verimini, ömrünü, dolayısıyla iktisadi değerini artıran harcamalar aktifleştirilmeli diğer bir deyişle bilançoda yer almalıdır. Maddi Olmayan Duran Varlıklar grubu içinde yer alan varlıklar Tekdüzen Hesap Planına göre hangi hesaplarda izlenir?
Bu hesaplarla ilgili işlemler nasıl muhasebeleştirilir?
• Maddi olmayan duran varlıklar, herhangi bir fiziksel varlığı olmayan, yararlanılmaları sonucunda işletmenin hasılatında artış yaratan bir kısım haklarla işletmeye yarar sağlayan imtiyazlar vb.leridir.
• Tekdüzen Hesap Planında maddi olmayan duran varlıklar grubunda yer alan büyük defter hesapları şunlardır:
260 HAKLAR
261 ŞEREFİYE
262 KURULUŞVE ÖRGÜTLENME GİDERLERİ
263 ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GİDERLERİ
264 ÖZEL MALİYETLER
268 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR (-)
• Maddi olmayan duran varlıklar grubunda yer alan kalemlere yapılan ödemeler /harcamalar ilgili hesaplarda aktifleştirilir ve uygun sürede amorti edilir; yani gidere dönüştürülür.
Mali Borçlar
• Bankalar verecekleri kredilerin geri dönme riskini azaltmak için öncelikle kredi talep eden işletmelerden; Hesap vaziyeti, ticaret sicil belgesi, Ticaret ve Sanayi Odası veya dernek kaydı belgesi, şirketi temsile yetkililerin imza sirküleri, şirketin ana sözleşmesi ve gerekli gördükleri her türlü belgelerin asıl veya suretlerini isterler.
• Bu belgelerin elde edilmesinden sonra işletmeler alacakları kredileri ödeyip, ödeyemeyecekleri açısından değerlendirilirler. Yapılan istihbarat ve mali tablolar analizinden sonra; nakit kredi ya da nakit olmayan kredi talepleri karara bağlanır. Bankaların kredi müşterilerine sağladıkları nakit krediler:
1. Açık kredi
2. Kefalet karşılığı kredi
3. Maddi teminat karşılığı kredi şeklinde sınıflandırılabilir.
• Kredi ne şekilde (açık veya karşılık alınarak) sağlanırsa sağlansın, alınan krediler bir yabancı kaynak hesabı olan “300 Banka Kredileri” hesabının alacağına kaydedilir. Alınan kredilerin çeşitli şekillerde ödenmeleri halinde bu hesaba borç kaydedilir.
• Alınan krediler için bankalar genellikle üç aylık dönemler itibariyle faiz tahakkuk ettirerek işletmenin kredi borçlarına eklerler. İşletme bu faiz giderini “780 Finansman Giderleri” hesabına kaydeder.
• Bankalardan alınan teminat mektupları nakdi olmayan bir kredidir. Bu nedenle bankaya sadece komisyon ödenir. İşletme bankadan aldığı teminat mektuplarını “Nazım Hesaplar” da izler. Anonim şirketlerin tahvil çıkararak sermaye piyasasından borçlanmaları ne şekilde muhasebeleştirilir?
• Anonim şirketler, iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu kurumları tahvil çıkarmak suretiyle uzun vadeli yabancı kaynak sağlayabilirler. Tahvil çıkarma yoluyla borçlanma için T.T.K. ve Sermaye Piyasası Kurulunun yayınladığı tebliğlere uyma zorunluluğu vardır.
• Çok öz olarak ifade etmek gerekirse, tahvil çıkararak borçlanma halinde, “405 Çıkarılmış Tahviller” hesabı alacaklandırılır. İzleyen dönemde ödenecek tahviller, “405 Çıkarılmış Tahviller” hesabından “304 Tahvil Anapara Borç Taksit ve Faizleri” hesabına aktarılır.
Borçlar
• İşletmelerin faaliyetleri sırasında çeşitli işlemlere bağlı olarak nitelik itibariyle birbirinden farklı borçları doğar. Bu borçlar senede bağlı olup, olmamalarına göre; senetli borçlar ve senetsiz borçlar şeklinde sınıflandırılabileceği gibi, işletmenin temel faaliyetleri ile ilgili Ticari Borçlar ve Diğer Borçlar şeklinde de sınıflandırılabilir.
• Ticari borçlar kapsamında yer alan senetsiz ticari borçlar, kredili mal alımına bağlı olarak satıcı işletmelere olan borçları içerir. Bu borçlar “300 Satıcılar” hesabında izlenir. Bu hesap kredi ile alınan mal nedeniyle alacaklandırılır; bu borçlar çeşitli şekillerde (naklen, çekle, senetle) ödenmeleri sonucu borçlandırılır. Satıcılar hesabının alacak kalanı, işletmenin kredili mal aldığı işletmelere olan henüz ödenmemiş borçlarını gösterir.
• Senetli ticari borçlar, satın alınan mal nedeniyle doğan borca karşılık, bir bono verilmesi sonucu doğar. İşletmenin faaliyet konusu mal ve hizmet alımlarından doğan senede bağlı borçları “321 Borç Senetleri” hesabının alacağına kaydedilirken, bu senetlerin çeşitli şekillerde ödenmeleri de hesabın borcuna kaydedilir.
İşletmelerin ticari borçları dışında kalan diğer borçları neler olabilir?
Bu borçlara ilişkin hesaplar nelerdir ve işleyişleri nasıldır?
• İşletmelerin temel faaliyet konusu dışında kalan, yani mal ve hizmet alımlarıyla doğrudan ilişkisi olmayan işlemlere bağlı olarak çeşitli kişi ve kuruluşlara borçları doğabilir. Tekdüzen Hesap Planında bu durumlar dikkate alınarak, bu borçlar için ayrı ayrı büyük defter hesapları oluşturulmuştur. Bu borçlar için bu ünitede ele alınan hesaplar şunlardır:
331 Ortaklara Borçlar
335 Personele Borçlar
340 Alınan Sipariş Avansları
360 Ödenecek Vergi ve Fonlar
361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri
• Tüm bu hesaplar pasif karakterli bilanço hesapları olduklarından işletmenin bu tür alacakları ilgili hesabın alacağına kaydedilirken, ödenmeleri ise borç tarafına kaydedilir
Özkaynaklar
• Öz kaynak (öz sermaye), işletme sahip veya ortaklarının işletmeye yapmış oldukları sermaye yatırımlarının tutarını gösteren ödenmiş sermaye ile sermaye yedekleri, kar yedekleri, geçmiş yıllar karları ve dönem net karını kapsar. E¤er varsa, geçmiş yıllar zararları ve dönemin zararı öz sermayeden düşülür.
• Tekdüzen Hesap Planında öz kaynaklarla ilgili bazı hesaplar şunlardır:
500 Sermaye
501 Ödenmemiş Sermaye (-)
520 Hisse Senedi İhraç Primleri
522 Maddi Duran Varlıklar Yeniden Değerleme Artışları
523 İştirakler Yeniden Değerleme Artışları
540 Yasal Yedekler
541 Statü Yedekleri
542 Olağanüstü Yedekler
590 Dönem Net Karı
591 Dönem Net Zararı (-)
Ödenmiş sermaye, tek şahıs işletmelerinin ve ticaret şirketlerinin muhasebe kayıtlarında ne şekilde görülür?
• Ödenmiş sermaye, ortakların şirkete koymayı taahhüt ettikleri esas sermayeden ödemiş oldukları tutarı ifade eder. Buna göre; ödenmiş sermaye, esas sermaye ile ödenmemiş sermaye arasındaki fark olmaktadır. Sermaye ile ödenmemiş sermaye için ayrı hesaplar bulunmasına karşın, ödenmiş sermaye adını taşıyan bir hesap yoktur.
• Sermaye, işletme sahibi ya da ortakların işletmenin kuruluşunda koymayı taahhüt ettikleri (üstlendikleri) sermaye paylarının toplamını ifade eder. Tek kişi işletmelerinde kuruluş sermayesi, işletme sahibinin işletmeye koyduğu varlıklar ile (varsa) borçları arasındaki farktan oluştuğundan bu tutar “500 Sermaye Hesabı” nın alacağına kaydedilir. Ticaret şirketlerinde ortakların taahhüt ettikleri sermaye tutarı “501 Ödenmemiş Sermaye Hesabı” nın borcuna, “500 Sermaye Hesabı” nın alacağına kaydedilirken, sermaye taahhütlerini yerine getirmeleri halinde “501 Ödenmemiş Sermaye Hesabı” alacaklandırılır.
Sermaye yedekleri hangi nedenlerle meydana gelir?
Bu yedeklerle ilgili muhasebe işlemleri nelerdir?
• Bir öz sermaye unsuru olan sermaye yedekleri şu nedenlerle meydana gelebilir:
– Anonim şirketlerde çıkarılan hisse senetlerine nominal değerinden daha yüksek değerle satılması (ihraç primleri)
– Varlıkların yeniden değerlemesi (yeniden değerleme artışları).
• Sermaye arttırımına giden anonim şirketlerin nominal bedelin üzerinde bir fiyat üzerinden hisse senedi çıkarması durumunda ihraç fiyatı ile nominal bedel arasındaki fark “520 Hisse Senedi İhraç Primleri Hesabı” nın alacağına kaydedilir.
• Maddi duran varlıkların yeniden değerleme sonrası net aktif değerlerindeki artışlar “522 M.D.V. Yeniden Değerleme Artışları Hesabı” nın alacağına kaydedilir.
• Yukarıda sözü edilen üç hesap da öz kaynak (öz sermaye) hesaplarıdır.
Kar yedekleri denilince ne anlaşılmalıdır?
Ne tür kar yedekleri vardır?
• Kar yedekleri net karın, öz sermaye yapısını sağlam tutmak, işletmenin devamlılığını ve gelişmesini ve ortaklar ile alacaklıların haklarının korunmasını sağlamak ve öz sermayede faaliyet sonunda doğabilecek azalışları (zararları) karşılamak amacıyla dağıtılmayarak işletmede alıkonulan kısmıdır.
• Öz sermayenin bir unsuru olan kardan yedek ayrılması sermaye şirketleri için söz konusudur. Yedekler Türk Ticaret Kanunu, şirket ana sözleşmesi ve genel kurul kararlarına göre ayrılır; ayrılış nedenlerine göre de yasal yedekler, statü yedekleri ve olağanüstü yedekler adlarını alırlar.
Dönem net karı ya da zararı nedir ve ne şekilde muhasebeleştirilir?
• İşletmenin tüm gelir ve gider hesapları “690 Dönem Karı veya Zararı Hesabı” na devredilerek kapatıldıktan sonra söz konusu hesap alacak kalanı verirse, bu kalan işletmenin vergi öncesi karını oluşturur. İşletmenin vergi mükellefi olması halinde vergi karşılıkları düşülür. Sonuçta vergi sonrası kar, “590 Dönem Net Karı Hesabı” nın alacağına aktarılır.
• İşletmenin tüm gelir ve gider hesapları “690 Dönem Karı veya Zararı Hesabı” na aktarıldıktan sonra bu hesap borç kalanı verirse, faaliyet dönemi zararla sonuçlanmış demektir. Zarar nedeniyle vergi ödenmesi gerekmeyeceğinden vergi karşılığı düşülmeyerek, zarar tutarı “591 Dönem Net Zararı Hesabı” nın borcuna aktarılır
Gelirler ve Giderler
• Gelir, işletmenin ana faaliyet konusuna giren mal ve hizmet satışlarından veya ana faaliyet konusu dışında kalan varlıkların satışından ve faiz, kira, kar payı (temettü) v.b lerinden elde edilen de¤erlerin brüt tutarıdır.
• Elde edilen gelirlerin en önemlisi işletmenin ana faaliyetlerinden elde etti¤i mal ve hizmet satış gelirleridir ve “Satışlar Hesabı”nda izlenir. İşletmenin ana faaliyetleri dışında kalan gelirleri: 1) Olağan gelir ve karlar ve 2) Olağandışı gelir ve karlar şeklinde
iki ana gruba ayrılır ve Tekdüzen Hesap Planında bu gelir grupları için önerilen gelir hesaplarına kaydedilir. Söz konusu gelir ve karlar işletmelere göre çeşitlilik gösterir.
• Dönemsellik ilkesinin bir gereği olarak, sadece döneme ait gelirler ilgili gelir hesabına kaydedilir. Peşin tahsil edilmiş gelirler pasif karakterli bir bilanço hesabı olan “380 Gelecek Aylara Ait Gelirler Hesabı”na (ya da “480 Gelecek Yıllara Ait Gelirler Hesabı”na) kaydedilir.
Gider nedir?
T.H.P. nında yer alan gider hesapları nelerdir?
Dönemsellik ilkesi temel alınarak giderler nasıl muhasebeleştirilir?
Faaliyet ve finansman giderleri dönem içinde hangi hesaplarda izlenir?
• Gider, gelir (hasılat) sağlama amacıyla meydana gelen varlık tükenmesidir. Giderler işletmelerin öz sermayelerinde azalışa yol açar.
• İşletme giderlerinin en önemlisi satış hasılatının elde edilmesi yolunda meydana gelen aktif (varlık) tükenmesi olan “Satılan Malın Maliyeti”dir. Mal alım satımı ile doğrudan ilgili olmayan giderler Tekdüzen Hesap Planında: 1) Faaliyet Giderleri, 2) Olağan Gider ve Zararlar, 3) Finansman Giderleri ve 4) Olağandışı Gider ve Zararlar şeklinde dört ana gruba ayrılmıştır.
• İşletmeler dönem içinde maliyet giderlerini muhasebeleştirmek için 7/A veya 7/B seçeneğinden birini uygulamak durumundadır. 7/A seçeneğini benimseyen bir işletmenin kullanacağı faaliyet ve finansman giderlerine ilişkin hesaplar şunlardır: 760 Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri Hesabı 770 Genel Yönetim Giderleri Hesabı 780 Finansman Giderleri Hesabı
• Dönemsellik ilkesince sadece döneme ait giderler ilgili gider hesabına kaydedilir. Peşin ödenmiş giderler aktif karakterli bir bilanço hesabı olan “180 Gelecek Aylara Ait Giderler Hesabı”na (ya da 280 Gelecek Yıllara Ait Giderler Hesabına) kaydedilir.
• Dönem sonunda gelir hesapları alacak kalanı vermeleri nedeniyle borçlandırılarak; gider hesapları da borç kalanı vermeleri nedeniyle alacaklandırılarak “Dönem Karı veya Zararı Hesabı”na aktarılır.
Dönemsonu İşlemleri
• Bir muhasebe döneminin sonunda hesapların dökümünü gösteren genel geçici mizan, dönem sonu (envanter) bilgileri olmaksızın bilanço ve gelir tablosunun doğru düzenlenmesine olanak vermez. Çünkü, mal hareketlerinin kayıt yöntemlerindeki farklılıklar, bazı alacakların tahsil olanağının kısmen veya tamamen ortadan kalkması, yabancı paralarda ve menkul kıymetlerde meydana gelen değer değişiklikleri, duran varlıkların amortismanı, borçlarda meydana gelen değişiklikler ile gelir ve giderlerle ilgili tahakkuk, tahsil ve ödeme işlemlerinden kaynaklanan farklılıklar gibi nedenlerle varlık, borç, öz sermaye, gelir ve gider unsurlarının gerçek değerleriyle hesaplarda görünen değerleri her zaman aynı olmaz. Adı geçen unsurların gerçek veya gerçeğe en yakın değerleriyle ilgili hesaplarda gösterilmesi ve bu hesaplardan yararlanılarak düzenlenen mali tablolarda işletmenin durumuyla ilgili doğru bilgilerin yer almasının sağlanabilmesi için dönem sonu işlemleri gereklidir.
Dönem sonu işlemleri nelerdir ve her bir işlem ne zaman ve nasıl yürütülür?
• Dönem sonu işlemleri; sayım, değerleme ve dönem sonu envanter kayıtları olmak üzere üç aşamada özetlenebilir.
• Sayım adı verilen aşamada; işletmenin sahip olduğu varlıklar ile borçların miktar olarak tespiti ve kontrolü yapılır. Değerlemede ise sayım aşamasında miktar olarak belirlenen varlıklar ile borçların para cinsinden tutarları (kaç liralık oldukları) belirlenir.
Böylece varlık ve borçlar muhasebe diliyle ifade edilebilir hale getirilmiş olur. Değerleri tam ve gerçeğe uygun olarak belirlenmiş varlıklar ile borçlar arasındaki fark da öz sermayeyi verecektir. Sayım ve değerleme işlemlerinin tümüne “muhasebe dışı envanter” adı verilmektedir.
• Bundan sonra, mevcut muhasebe kayıtları ile muhasebe dışı envanter bilgilerinin karşılaştırılması sonucunda ortaya çıkan farkları, hesaplarda düzeltmeler yaparak gidermek üzere, gerekli kayıtlar (yevmiye ve büyük defterde) yapılır. Bu kayıtlara da “muhasebe içi envanter” adı verilmektedir. Dönem sonunda bulunacak kar veya zararın vergi yasalarımız açısından durumu nedir?
• Dönem sonu işlemleri kapsamındaki “değerleme” ile ilgili hükümlerin Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu’nda farklı biçimde düzenlenmiş olması, uygulamada iki farklı kar kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Uygulamada muhasebe ilkeleri
ve Ticaret Kanunu hükümlerine göre bulunan kara “ticari kar”, Vergi mevzuatına göre bulunan kara ise “mali kar” (vergi karı veya vergi matrahı) adı verilmektedir. Mali kar, üzerinden vergi hesaplanacak tutar olmaktadır.
Dönen Varlıklara Ait Dönemsonu İşlemleri
• Dönem sonu işlemlerinin say›m, değerleme ve envanter kayıtları şeklinde bir sıra izlediğini biliyoruz. Buna göre, önce kasadaki para mevcudu sayılarak, ayrıntılı bir şekilde belirlenir. Sonra, bulunan kasa mevcudu ile Kasa Hesabı’nın borç kalanı karşılaştırılır. Bunun sonucunda üç durumla karşılaşılabilir.
1. Kasadaki para mevcudu ile Kasa Hesabı’nın kalanı aynı tutardadır. Bu durumda hesap kalanı bilançoda aynen görünecektir. Başka bir işleme gerek yoktur.
2. Kasadaki para mevcudu Kasa Hesabı’nın kalanından azdır. Bu durumda kasa noksanı vardır. Bu noksanlık (fark) bir geçici hesaba (Sayım ve Tesellüm Noksanları) borç kaydedilirken, Kasa Hesabı’na alacak kaydedilir.
3. Kasadaki para mevcudu Kasa Hesabı’nın kalanından fazladır. Bu durumda Kasa Hesabı’na fark kadar borç kaydedilirken, bir geçici hesaba (Sayım ve Tesellüm Fazlaları) alacak kaydı yapılır.
• Kasa noksanlığı veya fazlalığı durumlarında farkın nereden kaynaklandığı araştırılır, bulunan nedene bağlı olarak gerekli düzeltme kayıtları yapılır. Makul bir süre içinde, bu farkların nedenleri bulunamazsa, geçici hesaba kaydedilen “kasa noksanı” dönem giderlerine, “kasa fazlası” ise dönem gelirlerine eklenmek üzere hesaba katılır.
Dönem sonunda Alınan Çekler Hesabı ile sayım sonunda bulunan çek mevcudu arasında fark olursa, bu fark için ne yapılır?
• Dönem sonunda çekler de, kasada olduğu gibi sayılıp kontrol edilir ve Alınan Çekler Hesabı’nın borç kalanı ile karşılaştırılır. Hesap kalanı ile henüz tahsili beklenen mevcut çeklerin tutarı farklı olursa; fazla ya da noksan olması durumuna ve bu farkın nedenine göre gerekli düzeltme kayıtları yapılır. İşletmenin Bankalar Hesabı ile işletmenin dönem sonunda bankalardan talep ederek aldığı banka hesap özetlerinin karşılaştırılmasında hangi durumlarla karşılaşılabilir ve karşılaşılan duruma göre hangi işlemler veya kayıtlar yapılır?
• Eğer işletme, dönem içinde birden çok banka ile mevduat hesabı ilişkisinde bulunmuş ise, önce her bir bankadaki mevduatın izlendiği yardımcı hesaplar ile “Bankalar” ana hesabı karşılaştırılır. Bunlar arasında uygunluk sağlandıktan sonra, Bankalar Hesabı’nın yardımcı hesapları ile her bir bankadan gönderilen hesap özetleri karşılaştırılır ve varsa farkları giderecek kayıtlar yapılır. Gerçekleşen bütün işlemler hesaplara eksiksiz geçirilmiş olsa bile, genellikle dönem faizlerinden kaynaklanan farklarla karşılaşmak olasıdır. Mevduat hesabına tahakkuk eden faizler; Bankalar Hesabına borç, Faiz Gelirleri Hesabına alacak kaydıyla muhasebeleştirilir. Dönem sonunda Menkul Kıymetler grubunda yer alan Hisse Senetleri Hesabı, Özel Kesim Tahvil,
Senet ve Bonoları Hesabı ve Kamu Kesimi Tahvil, Senet ve Bonoları Hesabı kalanları ile bu değerlere ait sayım ve değerleme sonuçları karşılaştırıldığında hangi durumlarla karşılaşılabilir ve karşılaşılan duruma göre hangi işlemler veya kayıtlar yapılır?
• Dönem sonunda hisse senedi, tahvil vb. menkul kıymetlerin mevcut ve tam olup olmadıkları sayılıp kontrol edilir ve alış bedelleriyle ait oldukları hesap kalanları karşılaştırılır. Noksanlık veya fazlalık varsa, gerekli düzeltme kayıtları yapılır. Menkul kıymetlerin borsa rayici ile değerlenmesi durumunda, borsa rayicinin alış bedelinden düşük olması halinde, aradaki fark kadar karşılık ayırmak suretiyle gider yazılır. Dönem sonunda Alıcılar Hesabı ile Alacak Senetleri Hesabının envanter işlemleri nasıl yapılır?
• Alacaklar ile ilgili envanterin ilk aşamasında, eğer işletmede kullanılıyor ise, yardımcı (her bir müşteriden alacağın izlendiği) hesaplarla ana hesap karşılaştırılır ve uygunluğu sağlanır. Daha sonra borçlularla doğrulama yoluyla, hesapların mevcut
alacakları doğru olarak göstermesi sağlanır. Tahsili şüpheli duruma düşen alacaklar varsa, bunlarla ilgili kayıtlar yapılır.
• Alacak senetlerinin tasarruf (peşin) değeriyle değerlenmesi durumunda; nominal değerle peşin değer arasındaki fark Reeskont Faiz Gideri Hesabı’na borç, Alacak Senetleri Reeskontu Hesabı’na alacak kaydıyla muhasebeleştirilir. Dönem sonunda sayım sonucu bulunan mal mevcutları ile Ticari Mallar Hesabı arasında fark olursa, bu fark ve ticari mal hareketleri ile ilgili diğer hesaplar için hangi işlemler ve kayıtlar yapılır?
• Dönem sonunda stoktaki mallar veya satılan mallar ile ilgili değişik durumlarla karşılaşılabilir. Mal, hareketlerinin sonucu, işletmenin esas faaliyet konusunun sonucu olarak ortaya çıkması ve işletme yönetiminin başarısını değerlemek temel ölçütlerden
birisi olması nedeniyle, mal ile ilgili envanter işlemleri büyük önem taşır.
• Mal hareketlerinin izlenmesinde genellikle “aralıklı” veya “devamlı” envanter yöntemlerinden birisi kullanılır. Her iki yöntemde hesaplardan elde edilen bilgiler farklı olur. Aralıklı Envanter Yöntemi’nde satılan malların maliyeti ile ilgili kayıtlar dönem içinde yapılmaz, dönem sonunda stoktaki mal mevcuduna bağlı olarak, bir defada yapılır. Devamlı Envanter Yönteminde ise her satış işleminde satılan malların maliyet kaydı da yapılır. Dönem sonunda satışların maliyetiyle ilgili ayrıca bir kayıt yapmak gerekmez. Esasen iki kayıt yöntemi arasındaki temel fark da budur.
• Dönem sonu işlemlerinin amacı, Ticari Mallar Hesabı’nın borç kalanı ile stokta mevcut malların maliyet bedelini eşitleyerek bunun bilançoda “mevcut mal” olarak görünmesini sağlamak ve mal hareketleriyle elde edilen “brüt satış hasılatı” ile bu hasılatı elde etmek için katlanılan giderleri; “satışların maliyetini” karşılaştırarak “brüt mal satış karı veya zararı” bilgisine ulaşmaktır.
• Bu ünite kapsamında, bu amacı tüm dönen varlıkların gerçeğe en uygun değerleriyle bilançoda gösterilmesini sağlamak şeklinde özetleyebiliriz.
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.